" MİKRO MİLLİYETÇİLİK" KAFASI

“ MİKRO MİLLİYETÇİLİK” KAFASI Mikro Milliyetçilik!

27 Ağustos 2014 - 13:29
“ MİKRO MİLLİYETÇİLİK” KAFASI

Mikro Milliyetçilik!..

Çağımızın hastalığı veya virüsü demek daha doğru olur.

Milli Biz yerine Biz şuuru…

Milli kimliği meydana getiren, kültür, tarih ve ülkü birliği gibi hakim kültür unsurların oluşturduğu milli biz şuuru yerine; boy, aşiret, kabile, mezhep, şehir, bölge, yöre ve etniklik gibi dar kapsamlı biz şuurunu benimseyen görüş olarak karşımıza çıkıyor.

Mikro milliyetçilik meseleleri ya da kimlik baskıları çağın en sert, en ciddi sorunları arasında yer alıyor.

Kapitalizmin, ülkeleri yönetebilmek için sürekli canlı tuttuğu ve kaşıdığı tehlikeli bir oyun, bir yöntem, belki de bir zaaf.

Üniter Devlet yapısını bozmanın en kolay yolu.

Son dönemde ABD ve Rusya'nın, çıkarlarına aykırı davranan ülkelere karşı kullandıkları en önemli silah haline gelmiş.

Üst kimlik yerine alt kimleri öne çıkarma çabaları yani.

Öyle tehlikeli ki sonunda ayrımcılıklar, isyanlar ve hak talepleri ile bir anda karşı karşıya kalınıyor.

Sonuçta birileri çıkıp; “halkların kardeşliği(!)” söylemleri yapıyor.

Ulus devletin ortadan kalkmasını sağlama potansiyeli çok yüksek olan Mikro Milliyetçilik, emperyalist devletlerin fitneleri ile I. Dünya savaşı sonrasında imparatorlukların parçalanmasıyla ortaya çıktı.

Avrupa BirliğiNATO benzeri yapılar ile sekteye uğrasa da 20.yy'ın sonlarında Yugoslavya, Sovyetler Birliği ve Çekoslovakya'nın dağılmasıyla hız kazandı.

Önce Federasyonlar, ardından Üniter Devletler ve nihayetinde “yönetilebilir küçük, suni devletçikler” yaratıldı.

Belçika’da etkilerini görüyoruz.

Ortadoğu’da açılarını yaşıyoruz.

Ülkemizdeki çatışmaları görüyoruz. Zamanında Çorum, Maraş, Sivas olaylarında bu acıları yaşadık.

Bu ayrıştırmanın süreçleri var;

· Toplumsal kimlik ile ilgili yanlış ve eksik bilgilendirmeler.

· Etnik kışkırtıcılık yaparak uluslararası arenada hak arama ve kültür araştırması adı altında eskiye özlem yaratma.

Kültürel kaynaşmanın yıkımı kapsamında; “çok kültürlülük” propagandasıyla toplumun ortak kültürün yıkılması.

Mikro Milliyetçilik zamanımızda; toplumsal ayrışma ve kutuplaşma, federasyon, iç savaş, soykırım gibi sonuçlar doğurmaktadır.

Bu kafaları ve fikirleri tamamen yok etmek çok zor olabilir ama mücadele etmek ve toplumu ayrıştırmaya bilerek veya bilmeyerek etki edenleri uyarmak gerek.

Bugün için “aman ne olur ki?” şeklindeki söylemler orta ve uzun vadede toplumun altına yerleştirilmiş bir dinamit olarak karşımıza çıkacaktır.

İşte o gün tahammülün en az olduğu, komşunun komşuya düşman olduğu gün olacak ki bunu aklı yerinde olan hiçbir Türk evladı istemez.

Etrafımızda bu durumu siyasette ve cemiyetçilik hayatında görmek maalesef mümkün.

Aynı milletten olmasına rağmen, kendi yöresini, insanlarını ve kültürünü toplumun diğer insanlarından, kültürlerinden üstün görmekayırma, kollama veya diğerlerini yok sayma, etkisiz görme, dışlama şeklinde vuku buluyor.

Bu durumdan kısa vadede çıkar sağlayan, işine gelen kişiler ve gruplar olsa da dünyadaki örneklerine bakıldığında ne kadar tehlikeli bir zihniyet olduğunu görmemek mümkün değildir.

Bu durumu çözmek için belki de, Türk siyasetinin cemiyetçilik hayatının en az sahip olduğu bir unsuru, siyasi/toplumsal esnekliği gerektirmek gerekiyor ki bunun içinde üstün gayretler göstermek gerekiyor.

Esnek günler ve kafalar dileğiyle.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum