OMÜ İlahiyatta 28 Şubat Konuşuldu
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi öğrencileri, 28 Şubat post modern darbesiyle yaşanan sıkıntılı süreci ve yaşatılan mağduriyetleri, düzenledikleri bir dizi ekinlikle anlattı
28 Şubat 2018 - 19:29
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi öğrencileri, 28 Şubat post modern darbesiyle yaşanan sıkıntılı süreci ve yaşatılan mağduriyetleri, düzenledikleri bir dizi ekinlikle anlattı.
İlahiyat Fakültesinde "28 Şubat: Bin Yıl Sürecek Zulüm" başlığı altında düzenlenen etkinliklere; Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Yılmaz, Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Recep Durmuş, idari personel, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Döneme ait fotoğraflar ve gazete kupürlerinden oluşan sergiyle başlayan etkinlikler; Kur'an tilaveti, 28 Şubat sürecini ve o süreçte kurulan ikna odalarını konu alan kısa film gösterimi ve söyleşiyle devam etti. Söyleşide, OMÜ Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yavuz Bayram, Samsun İnsani Yardım Hareketi (İHH) yönetim kurulu üyesi Sakine Okudan ve Samsun İl Müftülüğü vaizi Sebile Kılınç davetli konuşmacı olarak yer aldı.
28 Şubat'ı iyi anlamalı ve doğru dersler çıkarmalıyız
Etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, 12 Eylül 1980 darbesinden 28 Şubat post modern darbesine ve en son 15 Temmuz darbe girişimine kadar, tüm süreçleri yaşamış bir nesilden olduğunu dile getirerek "O günlerde yaşananlar ülkemizde büyük kayıplara yol açtı. Hem çok büyük acılara ve canlara mal oldu hem de ülkemizin kalkınmasına ciddi engelleler oluşturdu. Ayrıca bireylerin, ailelerin, anne babalarının yaşadıklarından dolayı çocukların ne sıkıntılar çektiğini çok iyi biliyoruz. Bizim de bugünden geçmişe bakarken amacımız bu acıları hatırlamak değil ülkemizin geleceği adına o günlerden dersler çıkarmak olmalı. Bu nedenle dünkü yaşananları iyi irdelemek, iyi anlamak ve doğru dersler çıkarmak sorumluluğumuz var. Hınç duygusuyla hareket etmek yeni yanlışlara yol açabilir" dedi.
Irak ve Suriye'de kurulan tezgâhların benzerlerinin Türkiye'de de kurulmaya çalışıldığına dikkat çeken Rektör Bilgiç "Dış güçler, buralarda uyguladıkları senaryoların bir benzerini, bu ülke insanının eliyle ülkemizde de uygulamaya kalktılar. Bunu 15 Temmuz darbe kalkışmasında da yaşadık. Bu ülkenin okuma hevesi yüksek insanları devşirilerek 15 Temmuz ihanetinde rol aldı. Tezgâhlayanlar her şeyin farkında olsa da pek çok insan, aklını bir iradeye teslim etmenin sonucu olarak devlete düşman bir yapının eline teslim oldu" diye konuştu.
Mazlumların ümidi ülkemiz için çok çalışmalıyız
Birlik ve beraberliğin öneminde de değinen Rektör Sait Bilgiç konuşmasına şöyle devam etti: "Farklıklarımızı bir kenara bırakıp mazlumların da ümidi olan ülkemiz için çok çalışmalıyız. OMÜ olarak biz de hem öğrencilerimizin iyi bir eğitim alması hem de ülkemizin gelişmesi için çok çalışıyoruz. Vatan hainliği haricinde, üniversitemizin öğrencisinden çalışanına kadar her bireyi bizim için eşittir. Hepsinin hakkını, hukukunu gözeten adil bir yaklaşım içindeyiz."
Etkinlikleri düzenleyen İlahiyat Fakültesi öğrencilerine, verdikleri emek için teşekkür eden Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç "Doğru çizgide kalmak için bu günleri hatırlamak önemli. Sizler 28 Şubat dönemini yaşamadınız ama o dönemde sizin sıralarınızda oturan öğrencilerin neler yaşadığını göreceksiniz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç'in ardından 28 Şubat dönemi mağdurlarından OMÜ Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yavuz Bayram, Sakine Okudan ve Sebile Kılınç Türkiye'yi bu sürece sokan nedenleri ve bu dönemde yaşadıkları haksızlıkları katılımcılarla paylaştı.
28 Şubat süreci 1997'den önce başladı
28 Şubat sürecinin gerçekleştiği tarih olan 1997 yılından çok daha önce başladığının altını çizen Prof. Dr. Yavuz Bayram "Türkiye, bu dönemin benzerlerini daha önce de zaman zaman yaşadı. 1997'de başlamadı ve bence etkileri hâlâ da bitmedi. Bu dönemi bir kanser hastalığı gibi düşünmek gerekiyor. Tekrar nüksedebileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Çünkü 28 Şubat sonrasında da bu zihniyetin birtakım girişimleri oldu. Eğer fırsatını bulsalardı daha ağırını yaşatacaklardı" dedi.
28 Şubat devlet ile milletin arasını açan bölücü bir projeydi
Medya aracılığıyla 28 Şubat sürecinin yürütüldüğünü kaydeden Yavuz Bayram, konuşmasının devamında şu sözlere yer verdi: "Bu sürecin etkisini toplumun büyük çoğunluğunda, sosyal hayatın her evresinde gözlemleyebiliriz. Sadece akademisyenler, memurlar, öğrenciler mağdur olmadı toplum ciddi bir travmaya sokuldu. Ayrıca bana göre 28 Şubat devlet ile milletin arasını açan bölücü bir projedir. Devletle millerin arasına soğukluk girmesine neden olmuştur. Çok şükür şu an böyle bir durum söz konusu değil.”
Travmayı çok derin yaşadım
28 Şubat döneminde yeni başladığı öğretmenlik mesleğinden çıkarılarak haksızlığa uğrayan Samsun İnsani Yardım Hareketi yönetim kurulu üyesi Sakine Okudan da "Bu sürecin kitaplaştırılması, senaryolaştırılması için birçok teklif geldi. Ama ben üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen hâlâ o günleri dillendirebilmiş ya da kalem oynatabilmiş değilim. Travmayı çok derin yaşadım. Ne kadar vahim şeyler yaşandığını buradan anlayabilirsiniz. Sürecin öncesinde ve sonrasında da okulda, otobüste, günlük yaşamın her alanında sıkıntı yaşadık" dedi.
Çok şey yaşadık ama çok şükür artık özgürüz
Samsun İl Müftülüğü Vaizi Sebile Kılınç ise başörtüsü nedeniyle öğrencilikten atıldığı OMÜ'de şimdi konuşmacı olarak yer aldığına dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu durum bana 20 yılım nereye gitti? sorusunu sorduruyor. Ama şu an kendim ve sizler adına çok mutluyum çünkü hiçbir baskıya maruz kalmadan, kalmayacağımı da bilerek başörtümle burada oturabiliyorum. Biz o günlerden, hatırladıkça yüreğimizi sızlatan çok şeyi halının altına süpürdük. Bundan sonra aydınlık zihinler yetişsin ki bizim yaşadıklarımızı kimse yaşamasın. Çok şey yaşadık ama çok şükür artık özgürüz."
Söyleşini ardından bir teşekkür konuşması yapan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Yılmaz “Zamanında adına 40 ayrı dava açılan ve dönemin zorba YÖK’ünün direğinden dönen çok kıymetli ağabeyim Sayın Rektörüm Prof. Dr. Sait Bilgiç hocama çok teşekkür ediyorum. Askerlerin oturduğu bir konferans salonundan, girişinde Kuran-ı Kerim, bir tarafında kelime-i tehvid, bir tarafında Besmelenin yazıldığı bir İlahiyat Fakültesine dönüşme noktasında, zannetmeyin ki benim bir katkım var. Bu konuda da Rektörümüze sonsuz teşekkür ediyorum. Yeniden 28 Şubat'lar olmasın diye, her türlü intikamcı duyguyu bir kenara bırakarak bu ülkenin ilerlemesi ve kalkınması adına konuşan Rektörümüze şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Söyleşinin sonunda Prof. Dr. Yavuz Bayram, Sakine Okudan ve Sebile Kılınç'a hediyelerini İlahiyat Fakültesi adına Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç takdim etti. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Yılmaz ise Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç ve Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Recep Durmuş’a İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu'nun yenilenmesine verdiği emekler için el yapımı "Minyatür Mushaf-ı Şerif " hediye etti.
İlahiyat Fakültesinde "28 Şubat: Bin Yıl Sürecek Zulüm" başlığı altında düzenlenen etkinliklere; Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Yılmaz, Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Recep Durmuş, idari personel, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Döneme ait fotoğraflar ve gazete kupürlerinden oluşan sergiyle başlayan etkinlikler; Kur'an tilaveti, 28 Şubat sürecini ve o süreçte kurulan ikna odalarını konu alan kısa film gösterimi ve söyleşiyle devam etti. Söyleşide, OMÜ Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yavuz Bayram, Samsun İnsani Yardım Hareketi (İHH) yönetim kurulu üyesi Sakine Okudan ve Samsun İl Müftülüğü vaizi Sebile Kılınç davetli konuşmacı olarak yer aldı.
28 Şubat'ı iyi anlamalı ve doğru dersler çıkarmalıyız
Etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, 12 Eylül 1980 darbesinden 28 Şubat post modern darbesine ve en son 15 Temmuz darbe girişimine kadar, tüm süreçleri yaşamış bir nesilden olduğunu dile getirerek "O günlerde yaşananlar ülkemizde büyük kayıplara yol açtı. Hem çok büyük acılara ve canlara mal oldu hem de ülkemizin kalkınmasına ciddi engelleler oluşturdu. Ayrıca bireylerin, ailelerin, anne babalarının yaşadıklarından dolayı çocukların ne sıkıntılar çektiğini çok iyi biliyoruz. Bizim de bugünden geçmişe bakarken amacımız bu acıları hatırlamak değil ülkemizin geleceği adına o günlerden dersler çıkarmak olmalı. Bu nedenle dünkü yaşananları iyi irdelemek, iyi anlamak ve doğru dersler çıkarmak sorumluluğumuz var. Hınç duygusuyla hareket etmek yeni yanlışlara yol açabilir" dedi.
Irak ve Suriye'de kurulan tezgâhların benzerlerinin Türkiye'de de kurulmaya çalışıldığına dikkat çeken Rektör Bilgiç "Dış güçler, buralarda uyguladıkları senaryoların bir benzerini, bu ülke insanının eliyle ülkemizde de uygulamaya kalktılar. Bunu 15 Temmuz darbe kalkışmasında da yaşadık. Bu ülkenin okuma hevesi yüksek insanları devşirilerek 15 Temmuz ihanetinde rol aldı. Tezgâhlayanlar her şeyin farkında olsa da pek çok insan, aklını bir iradeye teslim etmenin sonucu olarak devlete düşman bir yapının eline teslim oldu" diye konuştu.
Mazlumların ümidi ülkemiz için çok çalışmalıyız
Birlik ve beraberliğin öneminde de değinen Rektör Sait Bilgiç konuşmasına şöyle devam etti: "Farklıklarımızı bir kenara bırakıp mazlumların da ümidi olan ülkemiz için çok çalışmalıyız. OMÜ olarak biz de hem öğrencilerimizin iyi bir eğitim alması hem de ülkemizin gelişmesi için çok çalışıyoruz. Vatan hainliği haricinde, üniversitemizin öğrencisinden çalışanına kadar her bireyi bizim için eşittir. Hepsinin hakkını, hukukunu gözeten adil bir yaklaşım içindeyiz."
Etkinlikleri düzenleyen İlahiyat Fakültesi öğrencilerine, verdikleri emek için teşekkür eden Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç "Doğru çizgide kalmak için bu günleri hatırlamak önemli. Sizler 28 Şubat dönemini yaşamadınız ama o dönemde sizin sıralarınızda oturan öğrencilerin neler yaşadığını göreceksiniz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç'in ardından 28 Şubat dönemi mağdurlarından OMÜ Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yavuz Bayram, Sakine Okudan ve Sebile Kılınç Türkiye'yi bu sürece sokan nedenleri ve bu dönemde yaşadıkları haksızlıkları katılımcılarla paylaştı.
28 Şubat süreci 1997'den önce başladı
28 Şubat sürecinin gerçekleştiği tarih olan 1997 yılından çok daha önce başladığının altını çizen Prof. Dr. Yavuz Bayram "Türkiye, bu dönemin benzerlerini daha önce de zaman zaman yaşadı. 1997'de başlamadı ve bence etkileri hâlâ da bitmedi. Bu dönemi bir kanser hastalığı gibi düşünmek gerekiyor. Tekrar nüksedebileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Çünkü 28 Şubat sonrasında da bu zihniyetin birtakım girişimleri oldu. Eğer fırsatını bulsalardı daha ağırını yaşatacaklardı" dedi.
28 Şubat devlet ile milletin arasını açan bölücü bir projeydi
Medya aracılığıyla 28 Şubat sürecinin yürütüldüğünü kaydeden Yavuz Bayram, konuşmasının devamında şu sözlere yer verdi: "Bu sürecin etkisini toplumun büyük çoğunluğunda, sosyal hayatın her evresinde gözlemleyebiliriz. Sadece akademisyenler, memurlar, öğrenciler mağdur olmadı toplum ciddi bir travmaya sokuldu. Ayrıca bana göre 28 Şubat devlet ile milletin arasını açan bölücü bir projedir. Devletle millerin arasına soğukluk girmesine neden olmuştur. Çok şükür şu an böyle bir durum söz konusu değil.”
Travmayı çok derin yaşadım
28 Şubat döneminde yeni başladığı öğretmenlik mesleğinden çıkarılarak haksızlığa uğrayan Samsun İnsani Yardım Hareketi yönetim kurulu üyesi Sakine Okudan da "Bu sürecin kitaplaştırılması, senaryolaştırılması için birçok teklif geldi. Ama ben üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen hâlâ o günleri dillendirebilmiş ya da kalem oynatabilmiş değilim. Travmayı çok derin yaşadım. Ne kadar vahim şeyler yaşandığını buradan anlayabilirsiniz. Sürecin öncesinde ve sonrasında da okulda, otobüste, günlük yaşamın her alanında sıkıntı yaşadık" dedi.
Çok şey yaşadık ama çok şükür artık özgürüz
Samsun İl Müftülüğü Vaizi Sebile Kılınç ise başörtüsü nedeniyle öğrencilikten atıldığı OMÜ'de şimdi konuşmacı olarak yer aldığına dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu durum bana 20 yılım nereye gitti? sorusunu sorduruyor. Ama şu an kendim ve sizler adına çok mutluyum çünkü hiçbir baskıya maruz kalmadan, kalmayacağımı da bilerek başörtümle burada oturabiliyorum. Biz o günlerden, hatırladıkça yüreğimizi sızlatan çok şeyi halının altına süpürdük. Bundan sonra aydınlık zihinler yetişsin ki bizim yaşadıklarımızı kimse yaşamasın. Çok şey yaşadık ama çok şükür artık özgürüz."
Söyleşini ardından bir teşekkür konuşması yapan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Yılmaz “Zamanında adına 40 ayrı dava açılan ve dönemin zorba YÖK’ünün direğinden dönen çok kıymetli ağabeyim Sayın Rektörüm Prof. Dr. Sait Bilgiç hocama çok teşekkür ediyorum. Askerlerin oturduğu bir konferans salonundan, girişinde Kuran-ı Kerim, bir tarafında kelime-i tehvid, bir tarafında Besmelenin yazıldığı bir İlahiyat Fakültesine dönüşme noktasında, zannetmeyin ki benim bir katkım var. Bu konuda da Rektörümüze sonsuz teşekkür ediyorum. Yeniden 28 Şubat'lar olmasın diye, her türlü intikamcı duyguyu bir kenara bırakarak bu ülkenin ilerlemesi ve kalkınması adına konuşan Rektörümüze şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Söyleşinin sonunda Prof. Dr. Yavuz Bayram, Sakine Okudan ve Sebile Kılınç'a hediyelerini İlahiyat Fakültesi adına Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç takdim etti. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Yılmaz ise Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç ve Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Recep Durmuş’a İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu'nun yenilenmesine verdiği emekler için el yapımı "Minyatür Mushaf-ı Şerif " hediye etti.
FACEBOOK YORUMLAR