ÖNÜMÜZE Mİ BAKACAĞIZ?
HÜVİYET Mİ? GÖRÜNTÜ MÜ? ÖNÜMÜZE Mİ BAKACAĞIZ? Samsunspor’un Birinci Lig’de geride kalan dört haftalık istatistiğine bakıldığında, kendi sahasında gol atamayan ve yeme
18 Eylül 2016 - 11:57
HÜVİYET Mİ? GÖRÜNTÜ MÜ?
ÖNÜMÜZE Mİ BAKACAĞIZ?
Samsunspor’un Birinci Lig’de geride kalan dört haftalık istatistiğine bakıldığında, kendi sahasında gol atamayan ve yemeyen, deplasmanda ise yine gol atamayan ama gol yiyen bir takım hüviyetinde. “Hüviyeti” yerine “görüntü” yazmak isterdim ama maalesef hüviyet halini almaya başladı. Mersin İdmanyurdu deplasmanı, belki son uyarı mahiyetinde olacaktır. Zira uyarı mekanizmasını aktif kılacak unsurların tesiri de ayrı bir problem Samsunspor için.
“Artık önümüze mi bakacağız?”
Futbol takımlarının tesirli isimlerinin işler kötüye gittiğinde en çok kullandıkları cümle bu olmakta. Mesela kulüp başkanı, işler kötüye gittiğinde bu cümleyi kullanır ki, bizim başkanımız sessiz ve durgun deniz gibi. Kabarması ve kükremesi mümkün görünmüyor. Mesela teknik direktör bu cümleyi kullanır ki, -bence kullanmaması lazım- teknik direktörlüğünün bittiğinin resmidir. Mesela futbolcular bu cümleyi kullanır ki, aslında tüm camia adına iflasın son çığlığıdır bu. Maalesef Samsunspor’un artık “hüviyet” halini almış “görüntü”sü bu. Tüm aktörler önüne bakmak isteyecek bundan sonra. Ama burada da bir sorun var. Samsunspor’un önünü kestiler!
Samsunspor, önüne bakamayacak derecede önü kesik. İlk olarak Ekigho ve İvanov’u göndererek kendi önünü kesti. Sonra antrenör, “Ekigho olsaydı!” diyerek önünü kesti. Yönetim refleksif ve reaksiyonel davranmayarak önünü kesti. Futbolcular kendilerine verilen fırsatları inançsızlıklarıyla geri teperek önlerini kesti. Ve artık önümüze bakacağız diyemeyecek kadar önümüz kesik. Ligin ilk devresinin sonuna kadar da önümüz kesik!
Maç hakkında çok bir şey söylemeye gerek yok.
Benzer ve kolay goller yiyoruz.
Kalecilerimizin zaafları var.
Defansımızın takip ve duruş zaafları var.
Orta saha amaçsız ve aşırı organizasyonsuz.
Sözüm ona (olmayan) forvet hattımız da zaten forvet olamayacağını maçlarda bize ispatladı. Yüzde yüzlük kaçan goller bunu belli ediyor.
Maçın en estetik hareketi maçın hakeminin rakip takım ceza sahasında rakip takıma verdiği faul düdüğünü duymasına rağmen Alperen’in yaptığı röveşata oldu.
Gecenin iki röveşatasında Galatasaraylı Eren Derdiyok gol atıyor. Bizimki antrenman yapıyor.
Demiştim ya maç hakkında bir şeyler yazmak zor ve zül.
Sonuç olarak Samsunspor’da antrönörün hedef şaşırtmaları, yönetimin sessiz ve kör kalışı, futbolcuların da olumsuzluklara çok hızlı uyum sağlamaları neticesinde Samsunsporumuzun durumu bu.
Artık önümüze de bakamıyoruz!
Önümüzü kendimiz kestik!
ÖNÜMÜZE Mİ BAKACAĞIZ?
Samsunspor’un Birinci Lig’de geride kalan dört haftalık istatistiğine bakıldığında, kendi sahasında gol atamayan ve yemeyen, deplasmanda ise yine gol atamayan ama gol yiyen bir takım hüviyetinde. “Hüviyeti” yerine “görüntü” yazmak isterdim ama maalesef hüviyet halini almaya başladı. Mersin İdmanyurdu deplasmanı, belki son uyarı mahiyetinde olacaktır. Zira uyarı mekanizmasını aktif kılacak unsurların tesiri de ayrı bir problem Samsunspor için.
“Artık önümüze mi bakacağız?”
Futbol takımlarının tesirli isimlerinin işler kötüye gittiğinde en çok kullandıkları cümle bu olmakta. Mesela kulüp başkanı, işler kötüye gittiğinde bu cümleyi kullanır ki, bizim başkanımız sessiz ve durgun deniz gibi. Kabarması ve kükremesi mümkün görünmüyor. Mesela teknik direktör bu cümleyi kullanır ki, -bence kullanmaması lazım- teknik direktörlüğünün bittiğinin resmidir. Mesela futbolcular bu cümleyi kullanır ki, aslında tüm camia adına iflasın son çığlığıdır bu. Maalesef Samsunspor’un artık “hüviyet” halini almış “görüntü”sü bu. Tüm aktörler önüne bakmak isteyecek bundan sonra. Ama burada da bir sorun var. Samsunspor’un önünü kestiler!
Samsunspor, önüne bakamayacak derecede önü kesik. İlk olarak Ekigho ve İvanov’u göndererek kendi önünü kesti. Sonra antrenör, “Ekigho olsaydı!” diyerek önünü kesti. Yönetim refleksif ve reaksiyonel davranmayarak önünü kesti. Futbolcular kendilerine verilen fırsatları inançsızlıklarıyla geri teperek önlerini kesti. Ve artık önümüze bakacağız diyemeyecek kadar önümüz kesik. Ligin ilk devresinin sonuna kadar da önümüz kesik!
Maç hakkında çok bir şey söylemeye gerek yok.
Benzer ve kolay goller yiyoruz.
Kalecilerimizin zaafları var.
Defansımızın takip ve duruş zaafları var.
Orta saha amaçsız ve aşırı organizasyonsuz.
Sözüm ona (olmayan) forvet hattımız da zaten forvet olamayacağını maçlarda bize ispatladı. Yüzde yüzlük kaçan goller bunu belli ediyor.
Maçın en estetik hareketi maçın hakeminin rakip takım ceza sahasında rakip takıma verdiği faul düdüğünü duymasına rağmen Alperen’in yaptığı röveşata oldu.
Gecenin iki röveşatasında Galatasaraylı Eren Derdiyok gol atıyor. Bizimki antrenman yapıyor.
Demiştim ya maç hakkında bir şeyler yazmak zor ve zül.
Sonuç olarak Samsunspor’da antrönörün hedef şaşırtmaları, yönetimin sessiz ve kör kalışı, futbolcuların da olumsuzluklara çok hızlı uyum sağlamaları neticesinde Samsunsporumuzun durumu bu.
Artık önümüze de bakamıyoruz!
Önümüzü kendimiz kestik!
FACEBOOK YORUMLAR