REFERANDUM'DAN HAYIRLI BİR SONUÇ ÇIKACAK
Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av
03 Mart 2017 - 12:17
Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av. Tufan Akcagöz, Samsun Çerkes Derneği'ni ziyaret etti. Dernek Başkanı Sedat Uygun ve Dernek üyeleri tarafından karşılanan Akcagöz, "Samsun merkezdeki tüm Çerkes Derneklerini ziyaret etmiş olduk. Sizinle tanışmak ve bir arada olmak, bizim için büyük mutluluk. Her yıl 21 Mayıs'ta, büyük sürgün tarihinin anma törenlerine mutlaka katılıyoruz. Çerkes kültürü, folklorik özelliğinin yanında, bir arada yaşama kültürümüzün de önemli bir parçası. Ayrıca, sivil toplum örgütü olarak da Çerkes derneklerinin önemini kavramak zorundayız" dedi.
Cumhuriyet'in, çok zor koşullar altında kurulduğunu dile getiren Tufan Akcagöz, "Dişimizle tırnağımızla mücadele ederek, kan dökerek bu Cumhuriyet'i kurduk. Osmanlı bakiyesi Anadolu toprağında, millet olmayı başarabildik. Ulus devlet olduk. Bu modelin içinde Türk var, Kürt de var. Bu modelin içinde, Laz var, Çerkes de var. Kimse bir diğerinden üstün ve ayrıcalıklı değil. Kimse, doğuştan getirdiği etnik özellikleri ile farklı bir ayrıcalığa sahip değil. Anadolu toprağında, biz olmayı denedik ve bunu başardık. Dünya, olmaz dedi. Ama biz bunu başardık. Sen, ben değil; biz başardık bunu. Şimdi ise büyük bir uçurumun eşiğindeyiz. Bu birlik ve bütünlük, tehlike içinde. Bir Anayasa düşünün. Henüz uygulamaya girmeden insanlar kutuplara ayrıldı. Bir Anayasa düşünün, henüz yürürlükte olmamasına rağmen, büyük bir kavga ve çatışmanın aracı oldu. Anayasa, toplumsal uzlaşma metni demek. Bu Anayasa, uzlaşma bir tarafa, vatandaşı birbirine kırdırıyor. Bu nedenle, herkesin ciddi ciddi düşünmesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Bu bize iyilik mi getirir, kötülük mü getirir? Vatandaşın bu derece birbirine hasım hale getirildiğine bakılırsa, kötülük getireceği açıktır. O halde, ülkemize bu kötülüğü yapmayalım. Güzel ülkemizi, çağdaş dünya devletleri ailesinden koparmayalım. Biz, hepimiz Türkiye'nin ayrı ayrı renkleriyiz. Tek renk, tek ses tahakkümüne teslim olmayalım. Özgürlüklerimizden vazgeçmeyelim. Demokrasiyi geliştirelim. Bizim daha çok demokrasiye, fırsat eşitliğine ihtiyacımız var. Bizim beraber olmaya, birlik içinde olmaya ihtiyacımız var. Bundan asla vazgeçmek olmaz. Dayatılan Anayasa değişikliği, bunların hepsinin köküne kibrit suyu döküyor. 550 vekili 600 yapacaklar. Bunun milletin sırtına maliyeti 180 milyon lira. Yani eski hesapla 180 trilyon. Biz bu kadar zengin miyiz? Tüm yetkiyi tek bir kişiye veriyoruz. Olacak iş mi? Biz, parlamenter demokrasiden, bir kişiye tüm yetkileri bırakmak için neden vazgeçeceğiz? Yetkili tek kişi, her konuda belirleyici olacak. Yargı ondan sorulacak. Yürütme, onun istediği gibi şekillenecek. Böyle bir ortamda adaletten söz etmek mümkün değildir. Böyle bir yapı içinde, özgürlüklerin rafa kalkacağını görmek gerek. 18 yaşında gençlere seçilme hakkı verilecek olmasını, devrim gibi anlatıyorlar. Mesele, 18 yaşındaki gençlerimizin Meclis'te olup olmaması değildir. Bizim 20 yaşında gençlerimiz, gençlik hayallerine kavuşamadan aramızdan ayrılıyorlar. Meclis'e, kimlerin çocuklarını sokacaklar, hele bir düşünün. Bizim gençlerimizin, güzel bir geleceğe ihtiyacı var. Bizim gençlerimizin, geleceğe dair umuda ihtiyacı var. Dayatılan Anayasa değişikliği, bu umutların hepsini tarumar ediyor. Seçilmiş efendilerin çocukları Meclis'e girsin diye milletin çocukları bu Anayasa değişikliğine neden evet desin? Ama daha önce de söyledim, şimdi yine söylüyorum, milletimin ferasetine güveniyorum. Referandum, hayırlı bir sonuç ortaya çıkaracaktır" diye konuştu.
şokhaber.net
Cumhuriyet'in, çok zor koşullar altında kurulduğunu dile getiren Tufan Akcagöz, "Dişimizle tırnağımızla mücadele ederek, kan dökerek bu Cumhuriyet'i kurduk. Osmanlı bakiyesi Anadolu toprağında, millet olmayı başarabildik. Ulus devlet olduk. Bu modelin içinde Türk var, Kürt de var. Bu modelin içinde, Laz var, Çerkes de var. Kimse bir diğerinden üstün ve ayrıcalıklı değil. Kimse, doğuştan getirdiği etnik özellikleri ile farklı bir ayrıcalığa sahip değil. Anadolu toprağında, biz olmayı denedik ve bunu başardık. Dünya, olmaz dedi. Ama biz bunu başardık. Sen, ben değil; biz başardık bunu. Şimdi ise büyük bir uçurumun eşiğindeyiz. Bu birlik ve bütünlük, tehlike içinde. Bir Anayasa düşünün. Henüz uygulamaya girmeden insanlar kutuplara ayrıldı. Bir Anayasa düşünün, henüz yürürlükte olmamasına rağmen, büyük bir kavga ve çatışmanın aracı oldu. Anayasa, toplumsal uzlaşma metni demek. Bu Anayasa, uzlaşma bir tarafa, vatandaşı birbirine kırdırıyor. Bu nedenle, herkesin ciddi ciddi düşünmesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Bu bize iyilik mi getirir, kötülük mü getirir? Vatandaşın bu derece birbirine hasım hale getirildiğine bakılırsa, kötülük getireceği açıktır. O halde, ülkemize bu kötülüğü yapmayalım. Güzel ülkemizi, çağdaş dünya devletleri ailesinden koparmayalım. Biz, hepimiz Türkiye'nin ayrı ayrı renkleriyiz. Tek renk, tek ses tahakkümüne teslim olmayalım. Özgürlüklerimizden vazgeçmeyelim. Demokrasiyi geliştirelim. Bizim daha çok demokrasiye, fırsat eşitliğine ihtiyacımız var. Bizim beraber olmaya, birlik içinde olmaya ihtiyacımız var. Bundan asla vazgeçmek olmaz. Dayatılan Anayasa değişikliği, bunların hepsinin köküne kibrit suyu döküyor. 550 vekili 600 yapacaklar. Bunun milletin sırtına maliyeti 180 milyon lira. Yani eski hesapla 180 trilyon. Biz bu kadar zengin miyiz? Tüm yetkiyi tek bir kişiye veriyoruz. Olacak iş mi? Biz, parlamenter demokrasiden, bir kişiye tüm yetkileri bırakmak için neden vazgeçeceğiz? Yetkili tek kişi, her konuda belirleyici olacak. Yargı ondan sorulacak. Yürütme, onun istediği gibi şekillenecek. Böyle bir ortamda adaletten söz etmek mümkün değildir. Böyle bir yapı içinde, özgürlüklerin rafa kalkacağını görmek gerek. 18 yaşında gençlere seçilme hakkı verilecek olmasını, devrim gibi anlatıyorlar. Mesele, 18 yaşındaki gençlerimizin Meclis'te olup olmaması değildir. Bizim 20 yaşında gençlerimiz, gençlik hayallerine kavuşamadan aramızdan ayrılıyorlar. Meclis'e, kimlerin çocuklarını sokacaklar, hele bir düşünün. Bizim gençlerimizin, güzel bir geleceğe ihtiyacı var. Bizim gençlerimizin, geleceğe dair umuda ihtiyacı var. Dayatılan Anayasa değişikliği, bu umutların hepsini tarumar ediyor. Seçilmiş efendilerin çocukları Meclis'e girsin diye milletin çocukları bu Anayasa değişikliğine neden evet desin? Ama daha önce de söyledim, şimdi yine söylüyorum, milletimin ferasetine güveniyorum. Referandum, hayırlı bir sonuç ortaya çıkaracaktır" diye konuştu.
şokhaber.net
FACEBOOK YORUMLAR