Samsun Valisi İbrahim Şahin'in...
VALİ BEYE ÜZÜLDÜM… Samsun Valisi İbrahim Şahin’in basına verdiği yemeğe katılanlardan biri de bendim
12 Ocak 2016 - 13:12
VALİ BEYE ÜZÜLDÜM…
Samsun Valisi İbrahim Şahin’in basına verdiği yemeğe katılanlardan biri de bendim.
Her şey çok güzeldi.
Taa ki; Vali Şahin konuşmasını yapana kadar.
Şahin, yemek sonrası yaptığı konuşmada, basının yaptığı eleştirilerin umurunda olmadığını ve beyninin bir bölümünün eleştirilere karşı nasır bağladığını söyledi.
Buyurun buradan yakın bakalım.
Bu sözler sizce şık oldu mu?...
1-Devleti temsil eden birinden bu sözleri duymak beni üzdü.
2-Davet eden, ev sahibi konumunda olan birinden bu sözleri duymak; bizim hem örfümüzde hem de dinimizde yeri var mı?...
İçimden ‘Keşke bu davete gelmeseydim’ diye geçirdim.
Kalktım, yanımdaki arkadaşım Mehmet Köse kardeşime ‘gidelim’ dedim.
Zaten program da bitmişti…
Ve çıktık.
***
Arkadaşımla birlikte Piri Reis Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin yaptığı gazetecilik yarışması ödül töreni için Atatürk Kültür Merkezi (AKM)’ye geçtik.
Genç kardeşlerimiz bizi güler yüzle karşıladılar.
Ustalara saygı gösterdiler.
Meslekte 40 yılı dolduranlara ödül verdiler.
İsmail abi, Avni abi, Yunus abi, Necdet abi, Cemil abi, Ragıp abi, Cemil Baskın, Mehmet abi ve Necdet abinin unutulmaması beni gelecek adına umutlandırdı.
Her şey yine çok güzeldi.
Taa ki; Vali Şahin konuşmasını yapana kadar.
Vali Şahin, mesleğin bittiğini klasik gazeteciliğin önemli olmadığını belirterek, ‘Fotoğraf makinasıyla güzel bir fotoğraf çekmek artık önemli değil. Önemli olan mühendis gazetecilik. Yazılım öğrenin. Milyon dolarlar kazanırsınız’ dedi.
Gazetecilikte yazılım proğramı yazanlar var mı?
Türkiye’de yazılım yapan tek gazeteci gösterin bana.
Gençlere kısa yoldan köşe dönmeyi hedef göstermek ne derece doğru.
***
Bir de Vali Şahin, ‘Siz gazetecisiniz. Durduğunuz yerde olay olmasa da olay çıkartıp haber yaparsınız. Yazdıklarınızı zaten kimse umursamıyor’ demesin mi…
İkinci kez üzüldüm Vali Şahin adına.
Onurla gururla hiç eğilmeden, yıllarca sigortasız, yıllarca beş parasız, yıllarca tek kuruş reklam almadan, aşkla hevesle bu işi yapıyorum.
Bunu Vali Şahin’in anlamasını beklemiyorum.
Bunu sadece bu mesleğe gönül verenler, yağmurda ıslananlar, güneşte kurulananlar ve karda yananlar anlar...
Bunu dik duranlar anlar…
Bunu eğilmeyenler anlar…
Bunu bulunduğu yere alın teriyle gelenler anlar…
Bunu çileyi çekenler anlar…
Bunu dünya malına tenezzül etmeyenler anlar…
Vali bey, kendince gazetecilere laf sokmak istedi.
Bunu iki defa iki ayrı yerde yaptı.
Başardı da.
Ancak; eğri oturup doğru düşününce çok büyük yanlış yaptığını ve O’nu halkla kucaklaştıran emekçi muhabirlere ve gazetecilere ne kadar büyük haksızlık yaptığını görecektir.
Bu konuşmanın binlerce kez ağırını bana karşı Vali Bey yapsaydı; bu kadar alınmazdım.
Bu konuşma gencecik beyinlerin, mesleğe yarın atılacak gençlerin önünde yapılması ne kadar doğru oldu acaba.
Kararı Samsun’un en tepesinde bulunan, devleti temsil eden Vali bey versin…
***
Orman misali en büyük dostu da en büyük düşmanı da baltadır.
Niye mi?
Sapı kendisindendir de ondan…
Elbette meslekte çürük elmalar var.
Elbette eğrilerimizi doğrultmamız gerekiyor.
Ancak, kurunun yanında yaş da yanmamalı!
Her ne kadar Vali Şahin basını yok saysa da;
‘Gazete lazım. Bunun için okullara önem vermek yeterli değildir. Şimdiye kadar da cahil kalanlara da fikir vermek ihtiyacı vardır. Ve bunun için de önemli vasıta basındır. Basının önemi inkâr edilemez. Memleketin medeniyet derecesi ve kamuoyunun durumu nedir? Bunu içe ve dışa anlatacak basındır. Basın mensuplarını korumak lazımdır. Gazeteciler Türkiye dâhilinde milletin fikrini aydınlatma ve kamuoyunu açık bir şekilde oluşturma çalışmalarında tamamen serbest olmalıdırlar.’ (M.KEMAL ATATÜRK)
[email protected]
Samsun Valisi İbrahim Şahin’in basına verdiği yemeğe katılanlardan biri de bendim.
Her şey çok güzeldi.
Taa ki; Vali Şahin konuşmasını yapana kadar.
Şahin, yemek sonrası yaptığı konuşmada, basının yaptığı eleştirilerin umurunda olmadığını ve beyninin bir bölümünün eleştirilere karşı nasır bağladığını söyledi.
Buyurun buradan yakın bakalım.
Bu sözler sizce şık oldu mu?...
1-Devleti temsil eden birinden bu sözleri duymak beni üzdü.
2-Davet eden, ev sahibi konumunda olan birinden bu sözleri duymak; bizim hem örfümüzde hem de dinimizde yeri var mı?...
İçimden ‘Keşke bu davete gelmeseydim’ diye geçirdim.
Kalktım, yanımdaki arkadaşım Mehmet Köse kardeşime ‘gidelim’ dedim.
Zaten program da bitmişti…
Ve çıktık.
***
Arkadaşımla birlikte Piri Reis Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin yaptığı gazetecilik yarışması ödül töreni için Atatürk Kültür Merkezi (AKM)’ye geçtik.
Genç kardeşlerimiz bizi güler yüzle karşıladılar.
Ustalara saygı gösterdiler.
Meslekte 40 yılı dolduranlara ödül verdiler.
İsmail abi, Avni abi, Yunus abi, Necdet abi, Cemil abi, Ragıp abi, Cemil Baskın, Mehmet abi ve Necdet abinin unutulmaması beni gelecek adına umutlandırdı.
Her şey yine çok güzeldi.
Taa ki; Vali Şahin konuşmasını yapana kadar.
Vali Şahin, mesleğin bittiğini klasik gazeteciliğin önemli olmadığını belirterek, ‘Fotoğraf makinasıyla güzel bir fotoğraf çekmek artık önemli değil. Önemli olan mühendis gazetecilik. Yazılım öğrenin. Milyon dolarlar kazanırsınız’ dedi.
Gazetecilikte yazılım proğramı yazanlar var mı?
Türkiye’de yazılım yapan tek gazeteci gösterin bana.
Gençlere kısa yoldan köşe dönmeyi hedef göstermek ne derece doğru.
***
Bir de Vali Şahin, ‘Siz gazetecisiniz. Durduğunuz yerde olay olmasa da olay çıkartıp haber yaparsınız. Yazdıklarınızı zaten kimse umursamıyor’ demesin mi…
İkinci kez üzüldüm Vali Şahin adına.
Onurla gururla hiç eğilmeden, yıllarca sigortasız, yıllarca beş parasız, yıllarca tek kuruş reklam almadan, aşkla hevesle bu işi yapıyorum.
Bunu Vali Şahin’in anlamasını beklemiyorum.
Bunu sadece bu mesleğe gönül verenler, yağmurda ıslananlar, güneşte kurulananlar ve karda yananlar anlar...
Bunu dik duranlar anlar…
Bunu eğilmeyenler anlar…
Bunu bulunduğu yere alın teriyle gelenler anlar…
Bunu çileyi çekenler anlar…
Bunu dünya malına tenezzül etmeyenler anlar…
Vali bey, kendince gazetecilere laf sokmak istedi.
Bunu iki defa iki ayrı yerde yaptı.
Başardı da.
Ancak; eğri oturup doğru düşününce çok büyük yanlış yaptığını ve O’nu halkla kucaklaştıran emekçi muhabirlere ve gazetecilere ne kadar büyük haksızlık yaptığını görecektir.
Bu konuşmanın binlerce kez ağırını bana karşı Vali Bey yapsaydı; bu kadar alınmazdım.
Bu konuşma gencecik beyinlerin, mesleğe yarın atılacak gençlerin önünde yapılması ne kadar doğru oldu acaba.
Kararı Samsun’un en tepesinde bulunan, devleti temsil eden Vali bey versin…
***
Orman misali en büyük dostu da en büyük düşmanı da baltadır.
Niye mi?
Sapı kendisindendir de ondan…
Elbette meslekte çürük elmalar var.
Elbette eğrilerimizi doğrultmamız gerekiyor.
Ancak, kurunun yanında yaş da yanmamalı!
Her ne kadar Vali Şahin basını yok saysa da;
‘Gazete lazım. Bunun için okullara önem vermek yeterli değildir. Şimdiye kadar da cahil kalanlara da fikir vermek ihtiyacı vardır. Ve bunun için de önemli vasıta basındır. Basının önemi inkâr edilemez. Memleketin medeniyet derecesi ve kamuoyunun durumu nedir? Bunu içe ve dışa anlatacak basındır. Basın mensuplarını korumak lazımdır. Gazeteciler Türkiye dâhilinde milletin fikrini aydınlatma ve kamuoyunu açık bir şekilde oluşturma çalışmalarında tamamen serbest olmalıdırlar.’ (M.KEMAL ATATÜRK)
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR