Şaşırmamak lazım…

Bahçeli Görevini Yapıyor! 

1999 genel ve yerel seçimlerinden merkez sağın birinci partisi çıkan MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yanına DYP ve ANAP’ı alarak 57. hükümetin başbakanı olarak yola devam etmek yerine (ki hükümet kurmaya sayısı yettiği halde) “Konjonktür buna uygun değil” diyerek, 77 yaşındaki Bülent Ecevit’in başbakan yardımcısı olmayı tercih etti.
MHP tabanından o hükümetin yürümeyeceğine ve zıt fikirlerin bir araya gelemeyeceğine yönelik eleştiriler yükseldi ancak Bahçeli dinlemedi.
Başta Koray Aydın olmak üzere ülkücülerin, ‘Dur, sabret, her şey daha güzel olacak’ telkinlerine de kulak asmayan Bahçeli, cumhurbaşkanlığını da elinin tersiyle itip Anayasa Mahkemesi’nde aldığı kararlarla ülkeyi geren Ahmet Necdet Sezer’i, dönemin Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın aklına uyarak ortak aday gösterdi.
Sonrası malum!...
Hem partisinin hem de ülkenin önünü tıkadı.
Sezer, Başbakan Ecevit’e Anayasa kitapçığı fırlattı, ülke ekonomisini çökertti, kurtarıcı olarak yurtdışından Kemal Derviş getirildi.
Derviş, BDDK, EPDK, ÖİB gibi kurullar oluşturup, ilk olarak “PTT’nin T’sini satacağım” dedi ve karşı çıkan Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz kendini kapının önünde buldu!
Aynı Derviş, Türk köylüsüne, “Ekmeyeceksin, biçmeyeceksin” dedi ve taban fiyat adı altında üç-beş kuruş verdi, yaygın basın kendisini göklere çıkardı!
Kendini bulunmaz nimet sayan Derviş, önce DSP’yi ardından da CHP’yi bölmeye kalkınca durumu fark eden Deniz Baykal onu geldiği yere, yurt dışına postaladı…
Bu arada Devlet Bahçeli, kendi MKYK’sına dahi sormadan danışmadan “3 Kasım 2002’de genel seçime gidiyoruz” dedi ve TBMM genel seçim kararı aldı.
AK Parti ezici bir çoğunlukla iktidar oldu.
MHP, DSP, ANAP, DYP ve SP TBMM dışında kaldı.
Partisi iktidar olan Recep Tayip Erdoğan o dönem siyasi yasaklıydı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, üzerine düşeni yaptı ve kanun değiştirildi, Erdoğan ara seçimle Siirt Milletvekili olarak parlamentoya girdi.
Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi sona erdikten sonra AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül 276 engeline takılınca hükümet hemen seçim kararı aldı.
2007 genel seçimleriyle yeniden TBMM’ye giren MHP, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini sağladı.
2010 referandumuna giderken Fetoş, HSYK ve Anayasa Mahkemesi’ni ele geçirmek için “Mezardaki ölüler çıkıp oy kullansın, bu referandum çok önemli” deyince ilk tepkiyi Devlet Bahçeli gösterdi…
AK Partilileri de uyarmayı ihmal etmedi!
“Bu hoca sizin bildiğiniz hocalardan değil. Bunun bir ayağı ABD’de, diğeri Rusya’da, bir kolu Afrika’da, bir kolu ile de bu ülkenin içini karıştırır” dedi.
Bunun üzerine kendilerini farklı ülkücüler olarak tanıtan FETÖ üyeleri, MHP genel başkan yardımcılarına tuzak kurmaya başlayıp kasetleri servise koydular.
Bu ahlaksızların okyanus ötesindeki liderine selamlar gönderen dönemin başbakanı bugünkü cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ı defalarca uyaran Devlet Bahçeli, sözünü dinletemedi!
MHP 2011 genel seçimlerinde kıl payı ile TBMM’ye girebildi, Erdoğan da emin adımlarla köşke çıktı.
Ancak yukarıda havalar bozuktu!...
FETÖ, etrafını kuşatıp tehdit etmeye başlayınca Cumhurbaşkanı Erdoğan önce bu örgüte ait dershaneleri, üniversiteleri, bankaları, madenleri, gazete ve TV’leri kapattı. Malı mülkü elinden gitmeye başlayan Fetoş, beddua seanslarına başladı, 7 Haziran seçimlerinde AK Parti oyları yüzde 40’lara düştü.
Yüzde 60’lık bir muhalefet bloğu oluştu, hedef TBMM Başkanlığı ve araştırma komisyonları idi…
Hiç kimsenin hükümet etme derdi yoktu!
Bahçeli, TBMM Başkanlığı’nı altın tepsi ile sununca AK Parti seçim hükümetini kurup 1 Kasım’da seçim kararı aldı.
O seçimde de MHP’nin 80 milletvekili 40’a düştü ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işi kolaylaştı.
AK Parti tek başına yeniden hükümeti kurdu başbakan Ahmet Davutoğlu’na yol verildi…
Hükümetin başına Binali Yıldırım getirildi.
Açıkça görüldüğü üzere, siyasi yaşamı boyunca Recep Tayyip Erdoğan’ın işini kolaylaştıran Devlet Bahçeli, şimdi de partili cumhurbaşkanlığı için ‘Sonuna kadar Evet’ diyor!
Eee…
Adam alışık olduğu vazifesini yapıyor…
Şaşırmamak lazım…