TEK ADAM İÇİN ÜÇ UNSUR GEREKLİ
16 Nisan Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin olarak MHP Samsun İl Başkanı Taner Tekin ile dün akşam saatlerinde Samsun’da bilgilendirme toplantısına katılan MHP Grup Başkanvekili ve Samsun Mille
13 Nisan 2017 - 00:05
16 Nisan Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin olarak MHP Samsun İl Başkanı Taner Tekin ile dün akşam saatlerinde Samsun’da bilgilendirme toplantısına katılan MHP Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta, “Bu anayasa değişikliğinden sonra kimse hukukun üstünde olmayacaktır” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Erhan Usta 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan Anayasa değişikliği referandumu hakkında bilgilendirme toplantısına katılmak için gittiği Samsun’un Asarcık ilçesinde “Tek Adam” iddialarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Usta, “Tek Adamlık sistemi olsa olsa bu sistemde vardır. Yeni anayasa metni, tek adamlığı ortadan kaldıran bir metindir. Yapılan bu değişikliğe 'hayır' diyenler bugünkü sisteme 'evet' demektedir” diyerek şunları kaydetti:
“Türkiye'yi kargaşaya ve kaosa sürükleyecek anormal yapıyı anayasa değişikliğiyle yerle bir edeceğiz. Bundan sonra hiç kimse yargılanamaz değildir. Kimse bu anayasa değişikliğinden sonra hukukun üstünde olmayacaktır. Bu anayasa değişikliği ile yürütme çift başlılıktan kurtarılmakta, yürütme yetkisi doğrudan millete verilmektedir. AK Parti'nin hazırladığı anayasa değişikliği metnine Milliyetçi Hareket Partisi önemli katkılar vermiş, birçok maddede değişiklikler yapılmasını ve bu sayede tamamen hukuka uygun, demokratik bir değişiklik hazırlanmasını sağlamıştır. Tek adamlıktan kasıt, Cumhurbaşkanının denetimsiz olması ve sorumlu olmamasıdır. Yapılan bu değişikliğe 'hayır' diyenler bugünkü sisteme 'evet' demektedir. Tek adamlık sistemi olsa olsa bu sistemde vardır. Yeni anayasa metni, tek adamlığı ortadan kaldıran bir metindir. Hiç bir şeyden sorumlu olmayan ve yargılanamayan Cumhurbaşkanlığı sisteminden, yaptığı her eylemden yargılanabilecek bir Cumhurbaşkanlığı sistemine dönüşüm hazırlanmıştır. Yeni anayasayla birlikte yürütme; yasama ve yargı karşısında hesap verebilir hale getirilmiştir. Kuvvetler ayrılığı keskinleştirilmiş, erkler tam olarak kendi alanlarına çekilmiştir.
Bir ülkede tek adamlık ve diktatörlükten bahsedilebilmesi için Yargılama, Denetim ve Düzenleme unsurlarından 3’ünün birlikte aksaması gerektiğini ifade eden Usta, “İlk olarak bir tek adamlıktan bahsedeceksek yöneticinin ‘Yargılama’ imkânının olmaması gerekmektedir. Mevcut anayasamız Cumhurbaşkanının yargılanmasına imkân vermemektedir. ‘Sadece vatana ihanetten yargılanabiliyor’ denilmiştir. Fakat bu kanun da yürürlükten kaldırıldığı için bir geçerliliği yoktur. Yeni anayasa Madde 105, “Cumhurbaşkanlığı işlediği her suçtan yargılanabilecek” demektedir. Yeni anayasa ile Cumhurbaşkanının tam olarak cezai sorumluluğu olacaktır. Cumhurbaşkanı ve yardımcıları meclis salt çoğunluğuyla soru önergesi verilerek 2/3 kabul ile yüce divana gönderilebilecektir. Yine MHP’nin koydurduğu emredici madde ile 6 ay içinde yargılama tamamlanmak zorunda olacaktır. Hakkında soruşturma açılan CB seçim kararı alamayacak, Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûmiyeti olan Cumhurbaşkanının görev süresi sona erecektir.
Anayasa Mahkemesinin 3 üyesini halkın oylarıyla seçilen meclis, 12 üyesini ise yine halkın doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanı belirleyecektir. Teknik olarak bu üyelerin hepsini birden aynı Cumhurbaşkanının belirlemesi mümkün olmayacaktır. Mevcut sistemde HSYK üyelerinin 16’sını bürokratlar atarken, yeni sistemde 7 üyeyi meclis, 4 üyeyi Cumhurbaşkanı atayacaktır. Böylece HSYK’yı bürokratlar değil, Milletin iradesi şekillendirecektir. Anlaşıldığı üzere, yargı ve yargılanma açısından baktığımızda yeni anayasa iddia edilenin aksine diktatörlük veya tek adamlık getirmemekte, var olan tek adamlığı bozmaktadır” dedi.
İkincisi unsurun ‘Denetim’ olduğunu söyleyen Usta, sözlerine şöyle devam etti:
“AKP’nin ilk geldiği tekliften farklı olarak, MHP yeni anayasaya ‘Soru ve Genel Görüşme’ denetim yollarını da eklemiştir. Ayrıca Yazılı Soruya 15 günde cevap verilmesi maddesini koymuştur. Yeni anayasa metnindeki denetim mekanizmalarının şu anki sistemden tek farkı Gensorunun olmayışıdır. Bunun da nedeni şudur ki, milletin seçtiği bir hükümeti Meclisin aşağı çekmesi mantığa aykırıdır. Hükûmeti düşürebilme hakkı millete verilmiştir. Görüldüğü gibi Meclisin denetim ve bilgi edinme mekanizmalarında da hiçbir gevşeme yoktur. Aksine bu mekanizmalar kuvvetlendirilmiştir.
Son olarak ‘Düzenlemeye’ ilişkin konulara baktığımızda;
Cumhurbaşkanı Kararnameleri normlar hiyerarşisinde kanunların altında yer alacaktır.
Kararnameler tamamen sınırlandırılırsa sistem çalışmaz hale gelir. Ucu çok açık tutulursa Cumhurbaşkanı yasamanın alanına girer ve kuvvetler ayrılığını zedeler. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Kararnamesi sadece yürütme yetkisine ilişkin konularda çıkartılabilecektir. Cumhurbaşkanı, Kararnamelerle istediği her şeyi yapamayacaktır.
AKP’nin teklifinde ‘Cumhurbaşkanı sadece Kişi Hak ve Hürriyetleri ile Siyasi Hak ve Hürriyetler konusunda Kararname çıkaramaz’ derken MHP bu sınırlandırmaya Temel Hak ve Ödevlerin tümünü de eklemiştir.
Cumhurbaşkanı tarafından veto edilen kanun AKP’nin teklifinde meclisin 3/5 çoğunluğu ile kabul edilirse yayınlanır denilirken, MHP Cumhurbaşkanın veto yetkisini de zayıflatmış ve bu sınırı salt çoğunluğa çekmiştir. Cumhurbaşkanının tüm kanunları değil sadece Anayasa değişikliği ile alakalı kanunları halk oylamasına sunacağı maddesini getirmiştir. Böylece TBMM’nin Yasama yetkisinin daraltılmasının önüne geçmiştir.
Yine partimizin katkısıyla;
‘- Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanı Kararnamesi çıkartılamaz.
- TBMM aynı konuda kanun çıkarırsa Cumhurbaşkanı Kararnamesi hükümsüzdür.
- Cumhurbaşkanı Kararnamesi Anayasa Mahkemesinin denetimine tabidir.
- OHAL’de çıkarılan Cumhurbaşkanı Kararnameleri 1 ay içinde TBMM’de görüşülür. Görüşülmezse (1 ay sonra) kendiliğinden düşer’ maddeleri yeni anayasa metnine eklenmiş, yasama yetkisi TBMM’nin tekeline verilmiş, Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ‘Yürütmeye’ ilişkin konular ile sınırlandırılmıştır.
Neticede, hukuka tamamen uygun, demokratik bir değişiklik hazırlanması sağlanmıştır.”
şokhaber.net
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Erhan Usta 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan Anayasa değişikliği referandumu hakkında bilgilendirme toplantısına katılmak için gittiği Samsun’un Asarcık ilçesinde “Tek Adam” iddialarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Usta, “Tek Adamlık sistemi olsa olsa bu sistemde vardır. Yeni anayasa metni, tek adamlığı ortadan kaldıran bir metindir. Yapılan bu değişikliğe 'hayır' diyenler bugünkü sisteme 'evet' demektedir” diyerek şunları kaydetti:
“Türkiye'yi kargaşaya ve kaosa sürükleyecek anormal yapıyı anayasa değişikliğiyle yerle bir edeceğiz. Bundan sonra hiç kimse yargılanamaz değildir. Kimse bu anayasa değişikliğinden sonra hukukun üstünde olmayacaktır. Bu anayasa değişikliği ile yürütme çift başlılıktan kurtarılmakta, yürütme yetkisi doğrudan millete verilmektedir. AK Parti'nin hazırladığı anayasa değişikliği metnine Milliyetçi Hareket Partisi önemli katkılar vermiş, birçok maddede değişiklikler yapılmasını ve bu sayede tamamen hukuka uygun, demokratik bir değişiklik hazırlanmasını sağlamıştır. Tek adamlıktan kasıt, Cumhurbaşkanının denetimsiz olması ve sorumlu olmamasıdır. Yapılan bu değişikliğe 'hayır' diyenler bugünkü sisteme 'evet' demektedir. Tek adamlık sistemi olsa olsa bu sistemde vardır. Yeni anayasa metni, tek adamlığı ortadan kaldıran bir metindir. Hiç bir şeyden sorumlu olmayan ve yargılanamayan Cumhurbaşkanlığı sisteminden, yaptığı her eylemden yargılanabilecek bir Cumhurbaşkanlığı sistemine dönüşüm hazırlanmıştır. Yeni anayasayla birlikte yürütme; yasama ve yargı karşısında hesap verebilir hale getirilmiştir. Kuvvetler ayrılığı keskinleştirilmiş, erkler tam olarak kendi alanlarına çekilmiştir.
Bir ülkede tek adamlık ve diktatörlükten bahsedilebilmesi için Yargılama, Denetim ve Düzenleme unsurlarından 3’ünün birlikte aksaması gerektiğini ifade eden Usta, “İlk olarak bir tek adamlıktan bahsedeceksek yöneticinin ‘Yargılama’ imkânının olmaması gerekmektedir. Mevcut anayasamız Cumhurbaşkanının yargılanmasına imkân vermemektedir. ‘Sadece vatana ihanetten yargılanabiliyor’ denilmiştir. Fakat bu kanun da yürürlükten kaldırıldığı için bir geçerliliği yoktur. Yeni anayasa Madde 105, “Cumhurbaşkanlığı işlediği her suçtan yargılanabilecek” demektedir. Yeni anayasa ile Cumhurbaşkanının tam olarak cezai sorumluluğu olacaktır. Cumhurbaşkanı ve yardımcıları meclis salt çoğunluğuyla soru önergesi verilerek 2/3 kabul ile yüce divana gönderilebilecektir. Yine MHP’nin koydurduğu emredici madde ile 6 ay içinde yargılama tamamlanmak zorunda olacaktır. Hakkında soruşturma açılan CB seçim kararı alamayacak, Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûmiyeti olan Cumhurbaşkanının görev süresi sona erecektir.
Anayasa Mahkemesinin 3 üyesini halkın oylarıyla seçilen meclis, 12 üyesini ise yine halkın doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanı belirleyecektir. Teknik olarak bu üyelerin hepsini birden aynı Cumhurbaşkanının belirlemesi mümkün olmayacaktır. Mevcut sistemde HSYK üyelerinin 16’sını bürokratlar atarken, yeni sistemde 7 üyeyi meclis, 4 üyeyi Cumhurbaşkanı atayacaktır. Böylece HSYK’yı bürokratlar değil, Milletin iradesi şekillendirecektir. Anlaşıldığı üzere, yargı ve yargılanma açısından baktığımızda yeni anayasa iddia edilenin aksine diktatörlük veya tek adamlık getirmemekte, var olan tek adamlığı bozmaktadır” dedi.
İkincisi unsurun ‘Denetim’ olduğunu söyleyen Usta, sözlerine şöyle devam etti:
“AKP’nin ilk geldiği tekliften farklı olarak, MHP yeni anayasaya ‘Soru ve Genel Görüşme’ denetim yollarını da eklemiştir. Ayrıca Yazılı Soruya 15 günde cevap verilmesi maddesini koymuştur. Yeni anayasa metnindeki denetim mekanizmalarının şu anki sistemden tek farkı Gensorunun olmayışıdır. Bunun da nedeni şudur ki, milletin seçtiği bir hükümeti Meclisin aşağı çekmesi mantığa aykırıdır. Hükûmeti düşürebilme hakkı millete verilmiştir. Görüldüğü gibi Meclisin denetim ve bilgi edinme mekanizmalarında da hiçbir gevşeme yoktur. Aksine bu mekanizmalar kuvvetlendirilmiştir.
Son olarak ‘Düzenlemeye’ ilişkin konulara baktığımızda;
Cumhurbaşkanı Kararnameleri normlar hiyerarşisinde kanunların altında yer alacaktır.
Kararnameler tamamen sınırlandırılırsa sistem çalışmaz hale gelir. Ucu çok açık tutulursa Cumhurbaşkanı yasamanın alanına girer ve kuvvetler ayrılığını zedeler. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Kararnamesi sadece yürütme yetkisine ilişkin konularda çıkartılabilecektir. Cumhurbaşkanı, Kararnamelerle istediği her şeyi yapamayacaktır.
AKP’nin teklifinde ‘Cumhurbaşkanı sadece Kişi Hak ve Hürriyetleri ile Siyasi Hak ve Hürriyetler konusunda Kararname çıkaramaz’ derken MHP bu sınırlandırmaya Temel Hak ve Ödevlerin tümünü de eklemiştir.
Cumhurbaşkanı tarafından veto edilen kanun AKP’nin teklifinde meclisin 3/5 çoğunluğu ile kabul edilirse yayınlanır denilirken, MHP Cumhurbaşkanın veto yetkisini de zayıflatmış ve bu sınırı salt çoğunluğa çekmiştir. Cumhurbaşkanının tüm kanunları değil sadece Anayasa değişikliği ile alakalı kanunları halk oylamasına sunacağı maddesini getirmiştir. Böylece TBMM’nin Yasama yetkisinin daraltılmasının önüne geçmiştir.
Yine partimizin katkısıyla;
‘- Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanı Kararnamesi çıkartılamaz.
- TBMM aynı konuda kanun çıkarırsa Cumhurbaşkanı Kararnamesi hükümsüzdür.
- Cumhurbaşkanı Kararnamesi Anayasa Mahkemesinin denetimine tabidir.
- OHAL’de çıkarılan Cumhurbaşkanı Kararnameleri 1 ay içinde TBMM’de görüşülür. Görüşülmezse (1 ay sonra) kendiliğinden düşer’ maddeleri yeni anayasa metnine eklenmiş, yasama yetkisi TBMM’nin tekeline verilmiş, Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ‘Yürütmeye’ ilişkin konular ile sınırlandırılmıştır.
Neticede, hukuka tamamen uygun, demokratik bir değişiklik hazırlanması sağlanmıştır.”
şokhaber.net
FACEBOOK YORUMLAR