TÜBA-Gıda, Su Kaybı ve İsrafı Sempozyumu
TÜBA; gıda ve su kaynaklarının korunması, sürdürülebilir kullanımı ve israfın önlenmesinin yanı sıra gıda ve su kaybının nedenleri ve etkilerinin ortaya konmasına dair strateji geliştirmek üzere “Gıda, Su Kaybı ve İsrafı Sempozyumu” İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde (İZÜ) gerçekleştirdi.
24 Mayıs 2024 - 18:01
TÜBA-Gıda ve Beslenme Çalışma Grubu Yürütücüsü Prof. Dr. Kazım Şahin ve çalışma grubu üyeleri tarafından hazırlanan programda; Gıda, Su Kaybı ve İsrafı: Genel Bakış, Gıda ve Su Kıtlığının Nedenleri, Etkileri, Kayıp ve İsrafın Azaltılmasında Yenilikçi Çözümler, Gıda Atık ve Yan Ürünlerinin Değerlendirilmesi başlıkları altında toplam 4 oturum düzenlendi, konunun akademisyen ve uzmanları tarafından mercek altına alındı. Dünya genelinde hızla artan nüfus ve kısıtlı doğal kaynaklar arasındaki dengesizlik, özellikle gıda ve su kaynaklarının yönetimi konusunda ciddi sıkıntılara yol açan önemli sorunlar masaya yatırıldı. Gıda sıkıntısı ve gıdaya erişim, su sorunu ve aşırı tüketim sorunlarına dikkat çekilecek ve sürdürülebilir çözümler geliştirildi. Sempozyuma; İstanbul Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut, TÜBA Üyeleri, akademisyenler, araştırmacılar, uzmanlar, öğrenciler katılım sağladı.
Programın açılışında konuşan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker insanoğlunun hoyratça tüketmeye ve dengesizce kullanmaya ve israf etmeye devam ettiği sürecin sonunda ne olacağı çok açık görünüyor şeklinde sözlerine başladı.
Doğal gıdanın yerini almaya başlayan sentetik karışımlı gıdalar sağlığı tehdit ediyor
“Dengesiz bir ekosistem çarpıklığı içerisinde, birçok bölgede insanlığın temiz suya erişiminin ortadan kalktığı, suyun değerinin ülkeler arası savaşa neden olacak şekilde arttığı bir dönemdeyiz. Tüm bunların arkasında üretim tüketim dengesizliği, hırsı yatıyor. Birey, toplum ve ülke olarak paradigma değişikliğine gitmemiz gerekiyor. Bu süreçte geleceğimiz için konu hakkında atılan her adımı desteklemek ve ciddiye almak zorundayız. Suyun hayat olduğu şiarından yola çıkarak, suyla birlikte diğer doğal kaynaklarımızı sürdürülebilirlik politikası içinde, biyoçeşitliliği koruyacak şekilde devr-i daimi sağlamamız gerekiyor” dedi.
İsrafa neden olan her adımın ortadan kaldırılması için bilim insanlarının uyarılarının mutalak dikkate alınması gerektiğini söyleyen Prof. Şeker, “Bu farkındalık bilincini uyarılarla oluşturmaya çalışsak da aile eğitimi ve temel eğitimle, bu tüketim çılgınlığının önüne geçmek için topyekün bir tavır zorunlu hale geldi. Gıda üretiminin, hayvancılıkta yaşanan sorunları sonucunda ekonomik kayıpların yanı sıra, insan sağlığını etkileyen sentetik karışımlı, katkı maddeli birçok tüketim malzemesini doğal gıdayı ikame etme çabasının esiri de oluyoruz.” dedi. Başkan Şeker toplantı içeriğinin özellikle farklı bilim alanlarından seçilmesi araştırmacıların yer almasını özellikle seçildiğini söyledi. Sağlıklı bir hayat için, suya ve gıdaya erişimde fırsat eşitliği için sempozyum sonuçlarının çok değerli olacağını belirtti. Program sonucunda hazırlanacak olan raporun kamuoyuyla paylaşılacağı bilgisini verdi.
Çözüm üretmezsek felaketlere hazır olmalıyız
TÜBA Asli Üyesi, İZÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ise “Kâinattaki denge, insanoğlunun müdahaleleri ile bozulursa artık gereken döngüyü tamamlayamaz hale gelir. Buradaki en önemli şeylerden biri de maddeci anlayışın, kapitalizmin her alanda hayata ve zihinlere egemen olmaya başlaması buradaki anahtar sözcük olan israfı ve ona bağlı bozulmaları da tetikleyen temel bir mekanizma gibi görünüyor. Vahşi kapitalizmin insanlığı felakete götürecek, bu sorunu kontrol edecek bir mekanizma geliştiremezsek daha büyük felaketlere hazır olmalıyız dedi.
TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Kazım Şahin ise dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın, temel gıda ve suya erişimde zorluk yaşarken, bu kaynakların israfının kabul edilemez olduğunu ifade etti. “Gıda ve su kaybı ile israfının önlenmesi, sadece mevcut nesiller için değil, gelecek nesiller için de daha sağlıklı, adil ve sürdürülebilir bir dünya inşa etmemize yardımcı olacak. Bu nedenle, bu konunun önemi ve aciliyeti göz ardı edilemez” dedi.
Bireysel ve toplumsal düzeyde önlem için temel eğitimden başlanmalı
Gıda ve su israfının, üretimden tüketime kadar olan süreçte önemli ekonomik kayıplara, arz ve talep dengesini bozarak piyasalarda fiyat dalgalanmalarına neden olduğunu belirten Prof. Şahin “Bu durum, özellikle düşük gelirli kesimler için önemli bir sorundur. İsraf edilen gıdaların çöp sahalarına atılması, metan gibi sera gazlarının salınımını artırır. Ayrıca, tarım için kullanılan kimyasalların israf edilmesi toprak ve su kirliliğine neden olur. Gıda israfı, dünya genelinde gıda güvenliğini tehdit eder. Gıda ve su kaybı ile israfını önlemek için atılabilecek adımlar bireysel, toplumsal ve kurumsal düzeylerde çeşitli stratejileri içerir.” dedi. Konu hakkında bireysel ve toplumsal düzeyde önlem alınması, toplumun bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi, kurumsal ve politik düzeyde çözümler geliştirilmesinin çok önemli olduğunu dile getirdi.
Programın açılışında konuşan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker insanoğlunun hoyratça tüketmeye ve dengesizce kullanmaya ve israf etmeye devam ettiği sürecin sonunda ne olacağı çok açık görünüyor şeklinde sözlerine başladı.
Doğal gıdanın yerini almaya başlayan sentetik karışımlı gıdalar sağlığı tehdit ediyor
“Dengesiz bir ekosistem çarpıklığı içerisinde, birçok bölgede insanlığın temiz suya erişiminin ortadan kalktığı, suyun değerinin ülkeler arası savaşa neden olacak şekilde arttığı bir dönemdeyiz. Tüm bunların arkasında üretim tüketim dengesizliği, hırsı yatıyor. Birey, toplum ve ülke olarak paradigma değişikliğine gitmemiz gerekiyor. Bu süreçte geleceğimiz için konu hakkında atılan her adımı desteklemek ve ciddiye almak zorundayız. Suyun hayat olduğu şiarından yola çıkarak, suyla birlikte diğer doğal kaynaklarımızı sürdürülebilirlik politikası içinde, biyoçeşitliliği koruyacak şekilde devr-i daimi sağlamamız gerekiyor” dedi.
İsrafa neden olan her adımın ortadan kaldırılması için bilim insanlarının uyarılarının mutalak dikkate alınması gerektiğini söyleyen Prof. Şeker, “Bu farkındalık bilincini uyarılarla oluşturmaya çalışsak da aile eğitimi ve temel eğitimle, bu tüketim çılgınlığının önüne geçmek için topyekün bir tavır zorunlu hale geldi. Gıda üretiminin, hayvancılıkta yaşanan sorunları sonucunda ekonomik kayıpların yanı sıra, insan sağlığını etkileyen sentetik karışımlı, katkı maddeli birçok tüketim malzemesini doğal gıdayı ikame etme çabasının esiri de oluyoruz.” dedi. Başkan Şeker toplantı içeriğinin özellikle farklı bilim alanlarından seçilmesi araştırmacıların yer almasını özellikle seçildiğini söyledi. Sağlıklı bir hayat için, suya ve gıdaya erişimde fırsat eşitliği için sempozyum sonuçlarının çok değerli olacağını belirtti. Program sonucunda hazırlanacak olan raporun kamuoyuyla paylaşılacağı bilgisini verdi.
Çözüm üretmezsek felaketlere hazır olmalıyız
TÜBA Asli Üyesi, İZÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ise “Kâinattaki denge, insanoğlunun müdahaleleri ile bozulursa artık gereken döngüyü tamamlayamaz hale gelir. Buradaki en önemli şeylerden biri de maddeci anlayışın, kapitalizmin her alanda hayata ve zihinlere egemen olmaya başlaması buradaki anahtar sözcük olan israfı ve ona bağlı bozulmaları da tetikleyen temel bir mekanizma gibi görünüyor. Vahşi kapitalizmin insanlığı felakete götürecek, bu sorunu kontrol edecek bir mekanizma geliştiremezsek daha büyük felaketlere hazır olmalıyız dedi.
TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Kazım Şahin ise dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın, temel gıda ve suya erişimde zorluk yaşarken, bu kaynakların israfının kabul edilemez olduğunu ifade etti. “Gıda ve su kaybı ile israfının önlenmesi, sadece mevcut nesiller için değil, gelecek nesiller için de daha sağlıklı, adil ve sürdürülebilir bir dünya inşa etmemize yardımcı olacak. Bu nedenle, bu konunun önemi ve aciliyeti göz ardı edilemez” dedi.
Bireysel ve toplumsal düzeyde önlem için temel eğitimden başlanmalı
Gıda ve su israfının, üretimden tüketime kadar olan süreçte önemli ekonomik kayıplara, arz ve talep dengesini bozarak piyasalarda fiyat dalgalanmalarına neden olduğunu belirten Prof. Şahin “Bu durum, özellikle düşük gelirli kesimler için önemli bir sorundur. İsraf edilen gıdaların çöp sahalarına atılması, metan gibi sera gazlarının salınımını artırır. Ayrıca, tarım için kullanılan kimyasalların israf edilmesi toprak ve su kirliliğine neden olur. Gıda israfı, dünya genelinde gıda güvenliğini tehdit eder. Gıda ve su kaybı ile israfını önlemek için atılabilecek adımlar bireysel, toplumsal ve kurumsal düzeylerde çeşitli stratejileri içerir.” dedi. Konu hakkında bireysel ve toplumsal düzeyde önlem alınması, toplumun bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi, kurumsal ve politik düzeyde çözümler geliştirilmesinin çok önemli olduğunu dile getirdi.
FACEBOOK YORUMLAR