TÜM SİYASİ PARTİLERE ÇAĞRI!

DOĞAYI KALKINMA POLİTİKALARININ MERKEZİNE KOYUN TEMA Vakfı, Eko Siyaset 2015 Bildirgesi ile tüm siyasi partileri doğayla ilgili sorunları ve çözümleri siyasetin merkezine taşımaya çağ

TÜM SİYASİ PARTİLERE ÇAĞRI!
28 Ekim 2015 - 12:32
DOĞAYI KALKINMA POLİTİKALARININ MERKEZİNE KOYUN
TEMA Vakfı, Eko Siyaset 2015 Bildirgesi ile tüm siyasi partileri doğayla ilgili sorunları ve çözümleri siyasetin merkezine taşımaya çağırdı. Günümüz siyasetini doğrudan etkileyen bölgesel çatışmalar, mülteci sorunu, ekonomik kayıplar ve risklerin doğrudan çevre ve doğayla bağlantılı olduğunu belirten TEMA Vakfı, tüm siyasi partileri sürdürülebilir yaşam için doğanın ve çevrenin korunmasını amaç edinen politikalar oluşturmaya davet etti.
TEMA Vakfı, seçimlere girecek tüm siyasi partilere Eko Siyaset 2015 Bildirgesi’ni ileterek partileri doğayla ilgili sorunları ve çözümleri siyasetin merkezine taşımaya çağırdı. Siyasi partilere “Artık ülkemizde siyaset doğayı kalkınma politikalarının merkezine koymalıdır” çağrısı iletildi. Bildirge ile siyasi partiler “Özüne sadece insanı koyan kalkınma ve büyüme odaklı politikalar yerine, ekosistemdeki tüm canlı ve cansız varlıkları bütüncül bir şekilde ele alan, ekosistem hakkını gözeten ve sadece bugünün değil gelecek nesillerin haklarını tanıyan ‘Çevre Yönetimi ve Doğal Varlıkların Korunması’ stratejileri ve politikaları oluşturmaya” davet edildi. TEMA Vakfı’nın hazırladığı ve Meclis’teki tüm siyasi partilerle paylaştığı EkoSiyaset 2015 Bildirgesi’nde, toprak, su, orman gibi doğal varlıklarımızın ve onların oluşturduğu ekosistemlerin korunmasından, iklim değişikliğiyle mücadeleye ve sürdürülebilir tarıma varan öneriler yer alıyor. 
BİR DOĞA SORUNU OLDUĞUNA İNANIYORUZ

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç konuşmasında, “Çevre ve oğayla ilgili sorunlar hiç olmadığı kadar gündelik siyasal ve ekonomik hayatımızı etkiliyor Suriye'de yaşanan ve her geçen gün bizi de etkileyen bölgesel çatışma ve mülteci sorununun temelinde de tetikleyici faktör olarak bir doğa sorunu olduğuna inanıyoruz  ve  iklim değişikliği nedeniyle Suriye'de 2007 sonrası yaşanan kuraklıkların milyonlarca insanın şehirlere göçmesine yol açtığı ve bunun yarattığı siyasi kırılganlıkların iç savaşın temel nedenlerinden biri olduğunu gösteren bilimsel makaleler var.  Sorunun çözümü ya da benzer çatışmaların çıkmaması için ulusal ve uluslararası siyasetin temelde yatan doğa sorunlarını irdeleyip ona göre strateji belirlemesi gerekiyor” dedi.  
SIK YÜZ YÜZE GELMEYE BAŞLADIK

Eko Siyaset 2015 Bildirgesi tanıtım toplantısında söz alan TEMA Vakfı Genel Müdürü Doç. Dr. Barış Karapınar da Türkiye’nin iklim değişikliği etkilerinin en fazla etkili olduğu Akdeniz çanağı içinde olduğunu hatırlatarak sera gazı salımının azaltılarak acilen yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmasının, entegre toprak ve su yönetimi çalışmalarına başlanmasının öneminin altını çizdi. Doç. Dr. Karapınar, “Kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıtların yarattığı sera gazları iklim değişikliğine neden oluyor. İklim değişikliği nedeniyle ülkemizde sıcaklıklar arttığı, yağışlar azaldığı gibi sel ve kuraklık gibi felaketlerle de daha sık yüz yüze gelmeye başladık. Bu sorunlar tarım, turizm ve altyapı gibi sektörleri doğrudan etkiliyor. Gıda fiyatları artıyor, bundan en fazla yoksul insanlarımız etkileniyor. Sıklaşan doğal afetlerde her yıl birçok insanımızı kaybediyoruz” dedi.  
FOSİL YAKITLARDAN VAZGEÇİLMELİ

Karapınar, fosil yakıtların neden olduğu sera gazı artışlarından meydana gelen iklim değişikliğini yavaşlatmak için, Türkiye'nin hem kendi sera gazı salımlarını azaltması hem de uluslararası iklim müzakerelerinde dünya salımlarının azaltılması için yapıcı rol alması gerektiğinin altını çizdi. Hem ülkemizde hem dünyada kömür, petrol gibi ülke dışına bağımlı olduğumuz fosil yakıtlara dayalı enerji politikasından vazgeçilmesini isteyen TEMA Vakfı Genel Müdürü, “Bunun yerine, temiz, sürdürülebilir ve yerel olarak kullanabildiğimiz zengin yenilenebilir enerji kaynaklarına hızla geçilmesi için planlama çalışmalarına başlanması gerekiyor” diye konuştu.
TOPRAK VARLIĞININ KORUNMASI GEREKİYOR
İklim değişikliği etkilerine karşı özellikle tarım alanlarında ve küçük çaplı aile üreticileriyle uyum çalışmalarının hızlanması gerektiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Karapınar, “Son 13 yılda tarım alanlarının yüzde 9’u tarım dışı amaçlarla kullanılması nedeniyle kaybedildi. Her 12 yılda 1 cm toprak erozyonla yok oluyor. Toprak olmazsa gıda da olmayacağı için toprak varlığının korunması gerekiyor. İklim değişikliğine yönelik çiftçi eğitimleri, modern ve verimli altyapı yatırımları, entegre toprak ve su yönetimi çalışmaları yapılmalı” şeklinde konuştu. Karapınar, sürdürülebilir tarım tekniklerini yaygınlaştırıcı üretici desteklerinin tarım politikamızın birincil önceliği olması gerektiğini vurguladı. 
HİÇBİR CANLI, VARLIĞINI SÜRDÜREMEZ

TEMA Vakfı Eko Siyaset 2015 Bildirgesi’nde Anayasa’nın 56. Maddesine de dikkat çekildi. Bildirge’de, “Anayasamızın 56. Maddesi’nde “çevre hakkı”, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamayı herkese bir hak olarak tanımıştır ve bu hak, insan odaklıdır. Oysa doğal varlıklar olmaksızın insan da dâhil hiçbir canlı, varlığını sürdüremez. Artık insana yönelik bir haktan değil, insanın da bir parçasını teşkil ettiği ‘eko-sistemin haklarından’ bahsetmek gerekiyor. Bu nedenle, çevre ve doğal varlıkların korunması ve verimli kullanılmasına yönelik, etkili hukuksal düzenlemeler yapılmalı. Hukuksal düzenlemeler ilke olarak ‘çevre ve doğal varlıkları korumayı’ amaç edinmeli” deniliyor. Üstün kamu yararı değerlendirmelerinde doğanın, sessizlerin haklarının daima ön planda tutulması istendi.
TEMA Vakfı tarafından Eko Siyaset 2015 Bildirgesi’ni kamuoyuna duyurmak amacıyla düzenlenen toplantıya TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, TEMA Vakfı Genel Müdürü Doç. Dr. Barış Karapınar ile TEMA Vakfı danışman ve uzmanları katıldı.
Köksal ÖNER

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum