TÜRK SİYASETİ'NE ZERAFET KATAN ERDAL İNÖNÜ'YLE SOHBETLERİMİZ.!
Ferruh ÇETİN'den anılar
18 Kasım 2014 - 18:46
Ferruh ÇETİN'den anılar...
TÜRK SİYASETİ'NE ZERAFET KATAN ERDAL İNÖNÜ'YLE SOHBETLERİMİZ.!
Rahmetli Erdal İnönü ile SHP Genel Başkanlığı ve Başbakan yardımcılığı sırasında tanışmış ve ilginç söyleşilerimiz olmuştu.
Tanıştıktan sonra sanki 40 yıllık dost ve arkadaş gibi davranmıştı.
Çok nazik ve beyefendi birisi idi.
Ülkemizde siyasete zerafet getirmişti. Ayrıca espritüel bir kişiliği de vardı.
Sohbetlerimizin birisinde Özal Başbakan idi. O da muhalefet lideri. Hükümette bir bakanın yolsuzluğu ortaya çıkmış, Özal onu kabine dışı bırakmıştı. Muhalefet Özal'ı ve Bakanlarını yolsuzluklarla suçluyorlardı.
Sormuştum kendisine;
-"Hükümetteki bir bakan rüşvet alırken yakalandı, sizin bu konudaki görüşünüz nedir" diye…
Rahmetlinin verdiği cevap aynen şöyleydi:
"-Özal devleti tıpkı bir anonim şirket gibi yönetiyor. Bu gibi hükümetlerin sonu hüsrandır. Hükümetin başı büyük bir pişkinlik içinde bir bakanını attı diye kuvvet kazandık diyor. O zaman tüm bakanlarına yol versin hükümeti daha da kuvvetlensin..."
KISA SİYASİ YAŞAMI
Kısa denebilecek siyasi yaşamında derin izler bırakmıştı Erdal İnönü.
Şöyle bir hatırlayalım; Kasım 1991'deki erken genel seçimlerde oyların yüzde 20'sini alan Erdal İnönü'nün Genel Başkanlığındaki SHP, Doğru Yol Partisi'yle koalisyon hükümetini kurarak Başbakan yardımcılığını üstlenmişti.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ani ölümü ve ardından Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığına seçilmesinden sonra yaklaşık 1.5 ay süreyle de Başbakanlık görevine vekalet etmişti.
Haziran 1993'te SHP genel başkanlığından ve hükümetteki görevinden ayrılan rahmetli İnönü 18-19 Şubat 1995'te SHP ile CHP'nin birleştiği kurultayda CHP'nin "Onursal Genel Başkanı" seçilmişti. Son yıllarında sosyal demokrat çevrelerden yapılan tüm ısrarlara rağmen aktif siyasete dönmemişti rahmetli..
Üç kez milletvekili seçilen İnönü, 17. - 18. ve 19.ncu dönemlerde İzmir milletvekilliği yaptı. Sosyalist Enternasyonal başkan yardımcılığı görevinde bulunmuştu...
BİLİMSEL ÇALIŞMALARI
TÜBİTAK Bilim Kurulu, Atom Enerjisi Komisyonu, UNESCO Yürütme Konseyi üyeliği ve Türk Fizik Derneği başkanlığında bulunan Erdal İnönü'nün fizik alanında önemli çalışmaları vardır. Uluslararası bilim dergilerinde de yer alan araştırmalarının en önemlisi, 1951'de Macar asıllı ABD'li atom fizikçisi Eugene Wigner ile Princeton Üniversitesi'nde ortak yaptığı çalışmadır. "Grupların İndirgenmesi ve Gösterimi Üstüne" adlı bu çalışma gruplar kuramında genel bir yöntem niteliği kazanarak, matematiksel fiziğin temel yöntemleri arasına girmiştir. "İnönü-Wigner Grup İndirgenmesi" adıyla bilinen çalışması (1951), çağdaş matematiksel fiziğin temel kavramlarından biri kabul edilir.
2004 yılında, fizik alanında Nobel’den sonraki en önemli ödül olan Wigner Madalyası’nı alan İnönü, bu ödülü alan ikinci Türk oldu. İnönü ayrıca Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki bilimsel çalışmaları ile bilinir.
ÖLÜMÜ
Nisan 2006'da kan kanseri teşhisi konan Erdal İnönü, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir süre tedavi gördü. Başarılı geçen ilk tedavinin ardından Türkiye’ye dönen İnönü, kanser hastalığına bağlı zatürre teşhisi ile 20 Ağustos 2007 tarihinde yeniden hastaneye kaldırıldı. Tetkikler sonucunda, ilk tedavi döneminde kontrol altına alınan lösemi hastalığının tekrar ortaya çıktığı belirlendi ve yine ABD’ye götürüldü.
31 Ekim 2007 günü kan kanseri tedavisi gördüğü hastanede, 81 yaşında yaşamını yitirdi. Eşi Sevinç İnönü’nün isteği doğrultusunda İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verildi.
RAHMETLE ANIYŞORUZ
Çok nüktedan ve hazır cevap olduğunu söylemiştik rahmetlinin. O nedenle ondan birkaç ilginç fıkra da anlatarak kendisini rahmetle analım...
İNÖNÜ'DEN BİRKAÇ FIKRA
GÖREMEZSİNİZ TABİİ!
Kendisini sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar:
- Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek?
- Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.
ÖLÜRÜM YOLUNA
Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey’e hitaben “Ölürüm yoluna” diye haykırır.
Erdal Bey cevap verir: “Dur, ölme. Bir oy, bir oydur.”
O BENİM İŞTE!
Erdal Bey bir gün İstanbul’da taksiye binmiş. Şoför:
“Sen ne kadar Erdal İnönü’ye benziyorsun” demiş.
“O benim” diye cevap vermiş Erdal Bey…
Şaşırmış taksi şoförü…
“Yahu” demiş, “… birisi daha var. Harbiye’nin oralarda dolaşıyor. O da aynı Erdal İnönü.”
Bunun üzerine Erdal Bey, espriyi patlatmış:
“O da benim!..”
BİRBİRİMİZİ YİYECEĞİZ
SHP genel başkanlığı dönemimde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. Garsonun “Bir şey almak ister misiniz efendim” sorusu üzerine “Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz,” yanıtını verir.
FİLM İYİ Kİ BİTTİ
SHP genel başkanıyken Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Paris’e gitmiştir. Beraberinde SHP Genel Sekreter Yardımcısı İstemihan Talay da vardır. Toplantıdan sonra Champs Elysees Bulvarı’ndaki bir sinemaya giderler. Filmin konusu, iki mafya ailesi arasındaki çatışmadır. İki saat boyunca beyaz perdede silahlar konuşur.
İstemihan Talay film bittikten sonra koltuğundan kalkmakta olan İnönü’ye sorar: “Filmi nasıl buldunuz?”
İnönü cevaplar:
“Çok beğendim, ama iyi ki bitti. Yoksa çok daha fazla adam ölecekti…”
KARAYALÇIN YAPAR!
Kars ve Van mitinglerinden Ankara’ya dönmektedir. Sivas üzerinde uçağın pilotu “Efendim Ankara semaları kapalı. Kirli bulutlar var. İnişimiz çok güç olabilir, ” der. Ön koltukta gazete okuyan İnönü’nün cevabı ise şöyle olur: “Hiçbir şey olmaz merak etmeyin. Ankara Belediye Başkanı Karayalçın çok çalışkandır. O kirli bulutları hemen temizler!”
PLATONİK AŞK
İnönü SHP Genel Başkanıyken dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile görüşecektir. O günlerde İnönü Yılmaz’ı sert biçimde eleştirmektedir. Yılmaz, Necatibey Caddesi’nde bulunan SHP Genel Merkezi’ne gelir. SHP ile ANAP Genel Başkanları baş başa uzun bir görüşme yaparlar. Herkes sert tartışmalar yaşanmasından endişelidir. Görüşme sonrası dönemin SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, İnönü’ye biraz da endişe ile görüşmeyi sorar. İnönü şöyle deri:
“Çok iyi geçti, Mesut Bey partimize âşık oldu. Ama platonik.”
BEN KEDİ MİYİM?
İnönü gençlik yıllarında evinde otururken mutfaktan bir çığlık duyar. Eşi Sevinç Hanım “Erdal koş fare var” diye bağırmaktadır. İnönü istifini bozmaz ve eşine şöyle seslenir:
“Ne yapayım Sevinç. Ben kedi miyim?..”
ÜLKEMİ BENDEN KÖTÜLER YÖNETMESİN DİYE
Erdal Bey’e bir gün, hiç sıcak bakmadığı siyasete yıllar sonra neden girdiğini sorarlar. Yanıt müthiştir:
“Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!”
SEN BANA DEĞİL CİZRELİLERE TEŞEKKÜR ET
Bir seçim dönemi… SHP Genel Başkanı İnönü, Diyarbakır ve Cizre’deki mitinglerde konuştuktan sonra Siirt’te halka hitap edecektir. Ancak Cizre’de bir grup protesto gösterisi yapıp parti otobüsünü taşlayınca buradaki miting iptal edilir, hiç beklenmeden Siirt’e gelinir. Seçim gezilerinde program sarkmasına alışık Siirt İl Başkanı, parti otobüsünün tam zamanında geldiğini görünce biraz şaşkın, İnönü’ye teşekkür eder. Aldığı yanıt:
“Sen bana değil, asıl Cizrelilere teşekkür et…”
ANTİDEMOKRATİK KARARLARDA OYLAMA OLMAZ
Erdal Bey fanatik bir sigara düşmanıdır, Parti Meclisi toplantılarında dumanaltı olmaktan fena halde rahatsızdır. Bir Parti Meclisi toplantısında ilk sözü:
“Bundan böyle bu toplantılarımızda sigara içilmeyecek,” olunca arka sıralardan bir üye:
“Bu kararınızı oylamaya sunsak efendim,” diye itiraz etmeye kalkışınca cevabı yapıştırır:
“Antidemokratik kararlarda oylama olmaz!”
DURUN YAV, MESELENİN KÖKÜNE İNELİM
Seçim otobüsüyle bir yere gidilmektedir. Otobüsün kornası aniden bozulur, ötüp durmaktadır. Şoför otobüsü sağa çekip durdurur, arızayı gidermeye çalışır ama nafile. Yolculardan birinin şoföre:
“Kablosunu kopar,” diye akıl verdiğini duyan İnönü itiraz eder:
“Durun yav, koparmayın. Bir derdi var ki inliyor. Meselenin köküne inelim.”
SİZDE DEVLETTE ÇALIŞAN BİRİ YOK MU?
DEP’li Sırrı Sakık, SHP’den milletvekili adayı olmak için başvurur ve İnönü’yle görüşmeye gelir:
“Hakkımda bir sürü dedikodu çıkardılar. Önceden bilesiniz; ağabeyim (Şemdin Sakık) dağda devlete karşı savaşır. Kardeşlerimden biri hapiste…”
İnönü şaşırır:
“Yav, sizde hiç devlete çalışan biri yok mu?”
NORVEÇ’TE BAŞBAKAN OLURSUNUZ
Gazeteci der ki:
“Sizin için Norveç’te başbakan olabilir, diyorlar.”
İnönü’nün cevabı:
“Çok teşekkür ederim. Bu herhalde, Türkiye’de bu işleri beceremiyorsun, demenin kibarcası.”
MASAYA YUMRUĞUNU VURUR SONUNDA
Bir miting öncesi bir SHP milletvekili, İnönü’ye der ki:
“Sayın Genel Başkanım siz iyi konuşamıyorsunuz, bakın Özal’a esip gürlüyor.”
İnönü “Peki ne yapacağım,” der. Milletvekili cevap verir:
“Konuşurken masaya yumruğunuzu vuracaksınız, biz şöyle partiyiz, şöyle yaparız, böyle yaparız, diye kükreyeceksiniz.”
İnönü kürsüye çıkar, yumruğunu masaya vurur:
“Biz öyle bir partiyiz ki, adamı…”
Burada keser ve şöyle devam eder:
“Devamını bu arkadaş söyleyecek.”
TÜRK SİYASETİ'NE ZERAFET KATAN ERDAL İNÖNÜ'YLE SOHBETLERİMİZ.!
Rahmetli Erdal İnönü ile SHP Genel Başkanlığı ve Başbakan yardımcılığı sırasında tanışmış ve ilginç söyleşilerimiz olmuştu.
Tanıştıktan sonra sanki 40 yıllık dost ve arkadaş gibi davranmıştı.
Çok nazik ve beyefendi birisi idi.
Ülkemizde siyasete zerafet getirmişti. Ayrıca espritüel bir kişiliği de vardı.
Sohbetlerimizin birisinde Özal Başbakan idi. O da muhalefet lideri. Hükümette bir bakanın yolsuzluğu ortaya çıkmış, Özal onu kabine dışı bırakmıştı. Muhalefet Özal'ı ve Bakanlarını yolsuzluklarla suçluyorlardı.
Sormuştum kendisine;
-"Hükümetteki bir bakan rüşvet alırken yakalandı, sizin bu konudaki görüşünüz nedir" diye…
Rahmetlinin verdiği cevap aynen şöyleydi:
"-Özal devleti tıpkı bir anonim şirket gibi yönetiyor. Bu gibi hükümetlerin sonu hüsrandır. Hükümetin başı büyük bir pişkinlik içinde bir bakanını attı diye kuvvet kazandık diyor. O zaman tüm bakanlarına yol versin hükümeti daha da kuvvetlensin..."
KISA SİYASİ YAŞAMI
Kısa denebilecek siyasi yaşamında derin izler bırakmıştı Erdal İnönü.
Şöyle bir hatırlayalım; Kasım 1991'deki erken genel seçimlerde oyların yüzde 20'sini alan Erdal İnönü'nün Genel Başkanlığındaki SHP, Doğru Yol Partisi'yle koalisyon hükümetini kurarak Başbakan yardımcılığını üstlenmişti.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ani ölümü ve ardından Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığına seçilmesinden sonra yaklaşık 1.5 ay süreyle de Başbakanlık görevine vekalet etmişti.
Haziran 1993'te SHP genel başkanlığından ve hükümetteki görevinden ayrılan rahmetli İnönü 18-19 Şubat 1995'te SHP ile CHP'nin birleştiği kurultayda CHP'nin "Onursal Genel Başkanı" seçilmişti. Son yıllarında sosyal demokrat çevrelerden yapılan tüm ısrarlara rağmen aktif siyasete dönmemişti rahmetli..
Üç kez milletvekili seçilen İnönü, 17. - 18. ve 19.ncu dönemlerde İzmir milletvekilliği yaptı. Sosyalist Enternasyonal başkan yardımcılığı görevinde bulunmuştu...
BİLİMSEL ÇALIŞMALARI
TÜBİTAK Bilim Kurulu, Atom Enerjisi Komisyonu, UNESCO Yürütme Konseyi üyeliği ve Türk Fizik Derneği başkanlığında bulunan Erdal İnönü'nün fizik alanında önemli çalışmaları vardır. Uluslararası bilim dergilerinde de yer alan araştırmalarının en önemlisi, 1951'de Macar asıllı ABD'li atom fizikçisi Eugene Wigner ile Princeton Üniversitesi'nde ortak yaptığı çalışmadır. "Grupların İndirgenmesi ve Gösterimi Üstüne" adlı bu çalışma gruplar kuramında genel bir yöntem niteliği kazanarak, matematiksel fiziğin temel yöntemleri arasına girmiştir. "İnönü-Wigner Grup İndirgenmesi" adıyla bilinen çalışması (1951), çağdaş matematiksel fiziğin temel kavramlarından biri kabul edilir.
2004 yılında, fizik alanında Nobel’den sonraki en önemli ödül olan Wigner Madalyası’nı alan İnönü, bu ödülü alan ikinci Türk oldu. İnönü ayrıca Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki bilimsel çalışmaları ile bilinir.
ÖLÜMÜ
Nisan 2006'da kan kanseri teşhisi konan Erdal İnönü, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir süre tedavi gördü. Başarılı geçen ilk tedavinin ardından Türkiye’ye dönen İnönü, kanser hastalığına bağlı zatürre teşhisi ile 20 Ağustos 2007 tarihinde yeniden hastaneye kaldırıldı. Tetkikler sonucunda, ilk tedavi döneminde kontrol altına alınan lösemi hastalığının tekrar ortaya çıktığı belirlendi ve yine ABD’ye götürüldü.
31 Ekim 2007 günü kan kanseri tedavisi gördüğü hastanede, 81 yaşında yaşamını yitirdi. Eşi Sevinç İnönü’nün isteği doğrultusunda İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verildi.
RAHMETLE ANIYŞORUZ
Çok nüktedan ve hazır cevap olduğunu söylemiştik rahmetlinin. O nedenle ondan birkaç ilginç fıkra da anlatarak kendisini rahmetle analım...
İNÖNÜ'DEN BİRKAÇ FIKRA
GÖREMEZSİNİZ TABİİ!
Kendisini sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar:
- Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek?
- Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.
ÖLÜRÜM YOLUNA
Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey’e hitaben “Ölürüm yoluna” diye haykırır.
Erdal Bey cevap verir: “Dur, ölme. Bir oy, bir oydur.”
O BENİM İŞTE!
Erdal Bey bir gün İstanbul’da taksiye binmiş. Şoför:
“Sen ne kadar Erdal İnönü’ye benziyorsun” demiş.
“O benim” diye cevap vermiş Erdal Bey…
Şaşırmış taksi şoförü…
“Yahu” demiş, “… birisi daha var. Harbiye’nin oralarda dolaşıyor. O da aynı Erdal İnönü.”
Bunun üzerine Erdal Bey, espriyi patlatmış:
“O da benim!..”
BİRBİRİMİZİ YİYECEĞİZ
SHP genel başkanlığı dönemimde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. Garsonun “Bir şey almak ister misiniz efendim” sorusu üzerine “Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz,” yanıtını verir.
FİLM İYİ Kİ BİTTİ
SHP genel başkanıyken Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Paris’e gitmiştir. Beraberinde SHP Genel Sekreter Yardımcısı İstemihan Talay da vardır. Toplantıdan sonra Champs Elysees Bulvarı’ndaki bir sinemaya giderler. Filmin konusu, iki mafya ailesi arasındaki çatışmadır. İki saat boyunca beyaz perdede silahlar konuşur.
İstemihan Talay film bittikten sonra koltuğundan kalkmakta olan İnönü’ye sorar: “Filmi nasıl buldunuz?”
İnönü cevaplar:
“Çok beğendim, ama iyi ki bitti. Yoksa çok daha fazla adam ölecekti…”
KARAYALÇIN YAPAR!
Kars ve Van mitinglerinden Ankara’ya dönmektedir. Sivas üzerinde uçağın pilotu “Efendim Ankara semaları kapalı. Kirli bulutlar var. İnişimiz çok güç olabilir, ” der. Ön koltukta gazete okuyan İnönü’nün cevabı ise şöyle olur: “Hiçbir şey olmaz merak etmeyin. Ankara Belediye Başkanı Karayalçın çok çalışkandır. O kirli bulutları hemen temizler!”
PLATONİK AŞK
İnönü SHP Genel Başkanıyken dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile görüşecektir. O günlerde İnönü Yılmaz’ı sert biçimde eleştirmektedir. Yılmaz, Necatibey Caddesi’nde bulunan SHP Genel Merkezi’ne gelir. SHP ile ANAP Genel Başkanları baş başa uzun bir görüşme yaparlar. Herkes sert tartışmalar yaşanmasından endişelidir. Görüşme sonrası dönemin SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, İnönü’ye biraz da endişe ile görüşmeyi sorar. İnönü şöyle deri:
“Çok iyi geçti, Mesut Bey partimize âşık oldu. Ama platonik.”
BEN KEDİ MİYİM?
İnönü gençlik yıllarında evinde otururken mutfaktan bir çığlık duyar. Eşi Sevinç Hanım “Erdal koş fare var” diye bağırmaktadır. İnönü istifini bozmaz ve eşine şöyle seslenir:
“Ne yapayım Sevinç. Ben kedi miyim?..”
ÜLKEMİ BENDEN KÖTÜLER YÖNETMESİN DİYE
Erdal Bey’e bir gün, hiç sıcak bakmadığı siyasete yıllar sonra neden girdiğini sorarlar. Yanıt müthiştir:
“Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!”
SEN BANA DEĞİL CİZRELİLERE TEŞEKKÜR ET
Bir seçim dönemi… SHP Genel Başkanı İnönü, Diyarbakır ve Cizre’deki mitinglerde konuştuktan sonra Siirt’te halka hitap edecektir. Ancak Cizre’de bir grup protesto gösterisi yapıp parti otobüsünü taşlayınca buradaki miting iptal edilir, hiç beklenmeden Siirt’e gelinir. Seçim gezilerinde program sarkmasına alışık Siirt İl Başkanı, parti otobüsünün tam zamanında geldiğini görünce biraz şaşkın, İnönü’ye teşekkür eder. Aldığı yanıt:
“Sen bana değil, asıl Cizrelilere teşekkür et…”
ANTİDEMOKRATİK KARARLARDA OYLAMA OLMAZ
Erdal Bey fanatik bir sigara düşmanıdır, Parti Meclisi toplantılarında dumanaltı olmaktan fena halde rahatsızdır. Bir Parti Meclisi toplantısında ilk sözü:
“Bundan böyle bu toplantılarımızda sigara içilmeyecek,” olunca arka sıralardan bir üye:
“Bu kararınızı oylamaya sunsak efendim,” diye itiraz etmeye kalkışınca cevabı yapıştırır:
“Antidemokratik kararlarda oylama olmaz!”
DURUN YAV, MESELENİN KÖKÜNE İNELİM
Seçim otobüsüyle bir yere gidilmektedir. Otobüsün kornası aniden bozulur, ötüp durmaktadır. Şoför otobüsü sağa çekip durdurur, arızayı gidermeye çalışır ama nafile. Yolculardan birinin şoföre:
“Kablosunu kopar,” diye akıl verdiğini duyan İnönü itiraz eder:
“Durun yav, koparmayın. Bir derdi var ki inliyor. Meselenin köküne inelim.”
SİZDE DEVLETTE ÇALIŞAN BİRİ YOK MU?
DEP’li Sırrı Sakık, SHP’den milletvekili adayı olmak için başvurur ve İnönü’yle görüşmeye gelir:
“Hakkımda bir sürü dedikodu çıkardılar. Önceden bilesiniz; ağabeyim (Şemdin Sakık) dağda devlete karşı savaşır. Kardeşlerimden biri hapiste…”
İnönü şaşırır:
“Yav, sizde hiç devlete çalışan biri yok mu?”
NORVEÇ’TE BAŞBAKAN OLURSUNUZ
Gazeteci der ki:
“Sizin için Norveç’te başbakan olabilir, diyorlar.”
İnönü’nün cevabı:
“Çok teşekkür ederim. Bu herhalde, Türkiye’de bu işleri beceremiyorsun, demenin kibarcası.”
MASAYA YUMRUĞUNU VURUR SONUNDA
Bir miting öncesi bir SHP milletvekili, İnönü’ye der ki:
“Sayın Genel Başkanım siz iyi konuşamıyorsunuz, bakın Özal’a esip gürlüyor.”
İnönü “Peki ne yapacağım,” der. Milletvekili cevap verir:
“Konuşurken masaya yumruğunuzu vuracaksınız, biz şöyle partiyiz, şöyle yaparız, böyle yaparız, diye kükreyeceksiniz.”
İnönü kürsüye çıkar, yumruğunu masaya vurur:
“Biz öyle bir partiyiz ki, adamı…”
Burada keser ve şöyle devam eder:
“Devamını bu arkadaş söyleyecek.”
FACEBOOK YORUMLAR