"Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması" adıyla 26 ilde ve 18 yaş

“Türkiye Sosyal-Siyasal  Eğilimler Araştırması”  adıyla 26 ilde ve 18 yaş üstü olanlarla anket yapılmış

"Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması" adıyla 26 ilde ve 18 yaş
25 Ocak 2015 - 01:33
“Türkiye Sosyal-Siyasal  Eğilimler Araştırması”  adıyla 26 ilde ve 18 yaş üstü olanlarla anket yapılmış. Bu ankette, sosyal ve siyasi yapıyla ilgili sorular sorulmuş. Sorular arasında Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin, başarılı olup olmadığı sorusu da var.
Sonuçlara baktığımızda, parti liderleri içinde ilk üç parti liderinin başarı puanı düşmüş, sadece Demirtaş’ın artmış.
Son dört yılda en fazla puan kaybeden lider Kılıçdaroğlu olmuş. Kılıçdaroğlu’nun 2011’de başarı puanı yüzde 25,4 iken 2014 yılında yüzde 13’e gerilemiş.
İkinci sırada Başbakan geliyor. Başbakanın başarı puanı  da 11,2 puan gerilemiş. 11.2 başarı puanı Erdoğan’ın başbakanlığı dönemine aittir. Sonuçta da  Davutoğlu’nun önceki başbakan Erdoğan’dan daha başarısız olduğu ortaya çıkmış...
Başarı sıralamasında, 2,9 puanla en az puan kaybeden Bahçeli olmuş.
Siyasi parti olarak AKP ve BDP başarı puanını artırmış, CHP ve MHP’nin ise düşmüş.
BDP başarı durumunda, Genel Başkan olarak CHP’nin önüne geçmiş. Parti başarısı olarak CHP ile aynı puana çıkmıştır.
UZMAN YORUMLARI
Uzmanlar bu sonuçları şöyle yorumlamışlar :
1) Üç partinin ve parti genel başkanlarının başarı puanlarının düşmesinin ilk nedeni, bu partilerin 12 yıldır yeni bir proje geliştirmekte ve toplumu tatmin etmekte giderek başarısız olmalarıdır. Dikkat edersek tartışılan konular yalnızca birbirlerini suçlama şeklinde oluyor. Hiç iki genel başkanın bir projeyi tartıştığını gördünüz mü?
2) Din istismarı üstüne kurulu politikalar ve laikliğin dışlanması da her üç partiye zarar verdi. CHP’nin gerek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gerek MYK’nın oluşmasında, AKP’nin sahasında oynamaya kalkması ve devam etmesi bu partinin başarı puanını düşürdü.
3) AKP sahasında laiklik, din karşıtlığı olarak lanse edildi. CHP’nin de  farklı ve daha az şiddette de olsa, laikliğin yeniden tarifi peşinde koşması, Türkiye’nin geleceği açısından endişe yaratı.
4) Gerçekte laikliğin dine karşı bir duruş olarak algılanması değil, dini tahakküme ve istibdada ve inanç  istismarına karşı bir duruş olarak algılanması gerekir. Laikliğin olmadığı bir Türkiye’de demokrasinin de olmayacağı çok açıktır. Laiklik, hem dinin siyasi amaçla istismarını önler, hem de dinin devlet işlerinden ve yönetimden uzak tutularak daha saygın kalmasını sağlar. Kaldı ki uygulamada halkı Müslüman olan ülkelerde laiklik olmadan demokrasinin olmayacağı denenmiş bir gerçektir.
5) Otokrasiye gidiş de toplumda tedirginlik yaratmaya başladı. Türkiye’de otokrasiye gidiş olduğunu, gelişmiş demokratik ülkeler sık sık dile getirmeye başladı. Muhalefet  partilerinin otokrasi ile mücadelede zayıf kalması, toplumda umutsuzluğa yol açtı.
2015 seçimlerine liderler ve partiler yukarıda açıklanan verilerin ışığında seçimlere girecekler...
O zaman göreceğiz bu araştırmanın sonuçlarının ne derece doğru olduğunu...

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum