Türkiye'de karalama operasyonu...

BÜYÜK DAVA İNSANLARININ MÜKÂFATI
Türkiye’de karalama operasyonu, meyve veren ağacı taşlama operasyonu tüm hızıyla sürüyor.
Bugün birçok değerler üzerinden karalamaya çalışanlar sınır tanımıyorlar… Sabah acaba bugün kimi nasıl karalayabiliriz düşüncesi ile uyananlar var! Bu konu titizlik gerektiriyor. Çünkü haklıyı, suçluyu, doğruyu, yanlışı göstermek çok büyük bir titizlik gerektirir. Öyle baştan salma ve programsız bunu başaramazsınız.
Günümüzde Türkiye dâhil birçok İslam ülkesi hatta Müslümanlar bir fikir kuşatması altında huzursuzluk operasyonu hızlandırılmakta. Kimileri bu mücadelelerde tam bir dik duruş sergilerken kimileri ise sessiz sedasız kabuğuna çekilmiş sanki hiç bir şeyden habersiz… Kimileri de bazı çıkarlarından dolayı alet olmakta.
Ülkemizde İslamiyet’in sağduyunun kararlılığı işte bu dik ve kararlı insanların mücadeleleri ile olmuş her devir.  Adam gibi adamlar bu davayı sırtlanıp zirveye taşıyan dava adamları…
Bunlar her asır anılır her asır isimleri zikredilir. HASAN KARAKAYA ağabeyimiz davanın öncülerinden bugün bu davada pek önemli yollar katedilmiş, birçok engeller aşılmış ise bunda Hasan Karakaya gibi öncülerin büyük bir katkısı unutulmamalı. Bu açıyı bu hüznü dava inancı olanlar bu dava için hizmet edenler çok iyi bilirler. Bu davada verdikleri sözü sonuna kadar ömrünün son gününe kadar bu yolda yürüyen insanlardandı. Bu uğurda kararlılıkla yürüyen ve bu davayı tüm engellemelere karşı savunan insanlardandı.  Birçok insanların haksızlığa uğradığı ve birçok insanımızın ise hakları elinden alındığı o zorlu zamanlardan bu iyileştirilmiş zamana gelinmesinde katkısı olan insanlardandı. Bu insanlar size öyle kalabalık gelmesin. Bunlar parmakla sayılacak kadar… Lakin kararlılıkları savunuculuğu davaya olan bağlılıkları o büyük kalabalıklardan daha etkiliydi. Hani meyve veren ağaç sözü kullandım ya işte bu kararlılığın meyvelerini topluyoruz.
Böyle insanların ne bedenleri ne de fikirleri yorulur. Aksine her üzerlerine gelindiğinde bir o kadar daha güçlenirler. Bu insanlar bu davaya karşı olanların en çok çekindiği insanlardan birisiydi. Allah böyle insanları en güzel şekilde mükâfatlandırır.
Şöyle bir düşünün bir insan Mekke’de umre ibadetini eda ettikten sonra Medine’ye geçip kabri saadeti ziyaret ediyor. Peygamberimizin (s.a.v) alınlarını secdeye koyduğu Mescid-i Nebide Namaz kıldıktan sonra Oteline geçiyor ve orada Hakka yürüyor… Hani sürekli diyoruz ya güzel ve hayırlı bir ölüm… İşte bu onlardan birisi. Herkesin hayalini kurduğu birçoğunun muvaffak olamadığı nimeti arttırılmış bir ölüm. Mükâfatlandırılmış bir ölüm. Her ne kadar üzülsek de ona yakışır bir yürüyüştü. Bu insan nasıl yaşarsa öyle ölür, nasıl ölürse öyle dirilir müjdesinin en bariz örneklerindendir.
Hasan Karakaya ağabeyimiz İslam’a hizmet edenlerin ve bu uğurda mücadelelerini sürdürenlerin mükâfatlandırıldığının işareti. Böyle insanlar sürekli anılırlar. Böyle insanların üzerinden çirkin siyasetini sürdürenler ise zavallılardır! Bir yıkıntının enkazıdır yahut kocaman bir çınarın dibinde oluşan küçücük bir sarmaşık… En büyük serveti kalemi ve asla kırılamayan fikirleri idi ve bu dava üzerine verdiği mücadelede yılmadan yorulmadan karanlık bir vakitten aydınlığa ulaşan mum ışıklarından birisiydi… O sağduyunun en güçlü seslerindendi… Oysa ne çok ihtiyacımız var böyle insanlara. Zamanımız yolunu şaşırmış ve cesaretini yitirmiş insanlarla dolu iken bu davanın yüceliğini bilenlerin en büyük hüzünlerinden birisiydi Hasan Karakaya…
Hani seven sevdikleriyle beraberdir, biliyoruz ne çok misafirin olacak büyük inan. Sen o küçük insanları düşünme! Onlar kendi çamurlarında ve kendi içerlerinde sürtünür dururlar ve onlar kendi yalanları ve iftiraları ile savaşır dururlar…
Hasan Karakaya ağabeyimize ve bu davaya öncülük eden aramızda olmayan bu davanın büyüklerine gani gani rahmet mekânları cennet bizlere de böyle güzel ölümler nasip olmasını Allahtan diliyoruz... .
Amin...