Türkiye'nin en prestijli...

EĞİTİMDE ŞİDDET OLAYLARI
Türkiye’nin en prestijli ve ilim bilim yuvası olan ODTÜ de yaşadığımız cağa uymayan hatta cağın çok gerisinde bir takım hareketler. Terörizm eylemler namaz kılanlara inanç baskısı Türkiye hatta dünyanın birçok alanına siyaset hâkim olmuş durumda. Dünyanın birçok yerinde İslam karşıtı gösteriler şiddetle kınanırken ülkemizde maalesef ODTÜ de elleri sopalı gençler bizim ÜNİVERSİTELERİMİZDE değil Cizre Şırnak sokaklarında ırkçı gösterilerde gördüğümüz görüntülerdi. Üniversiteler terör ve şiddet yatağına dönüştürülmemeli…
Türkiye için önemli bir ÜNİVERSİTEDE böyle yüzyıla uymayan hareketler hem o eğitim kurumunu hem de Türkiye için kara bir leke oluşturmakta. Ülkemizde hala İnanç özgürlüğüne sekte vurmak isteyen düşünceler var. Eli sobalı bir zihniyet asla kendini ilerici olarak tasvip etmesin. Çünkü bu asla inandırıcı olmaz… Bizler cahiliye devrini çoktan aştık artık. Yeni ufuklar yeni umutlar ve büyük bir ilerleyiş her yönüyle artık aşılmış. Bazı şeylerin beşine koşmak hem ülkemizi hem toplumumuzu kirli zihniyetleriyle kirletmeye artık kimsenin gücü yetmeyecek.  Çünkü bunlar toplumuza hiç yakışmayan hareketler.
Bu tür çirkin emelleri olanlar ülkemiz üzerinde çirkin emelleri olanların arkasına yaslanıp o çirkin tiyatrolarınızı izleyip mutlu olmaktan başka bir işe yaramaz. Siz bu büyük ve köklü yürüyüşü öyle odunla sopayla durduramazsınız. Tüm İnanç, düşüncelerin hukuksallaştığı ülkemizde hala bazıları hem ülkemizin hukukunu hem de insanların görüşlerini yok sayıyor ve bunu yapan ülkemizin en önemli eğitim kurumlarından birisi. Bilim güven ve anlayışlı ortamlarda ilerler bu yakışıksız durumlar hem bugün hem de gelecek için endişe verici. Tabi ki bunların güç aldığı cesaret aldığı mevkiler vardır. Hala yosunlaşmış fikirler bazen huzursuzluğunu çirkinliğini ön plana atmak da başörtülü gençlerimize saldırılıp derslere kampüslere alınmadığı tarih çok eskilerde kalmadı hala onların kalıntılarını yaşıyoruz. Bazen kabuklarından çıkıp tüm öfke ve çirkinliğini kusuyorlar, insanlığa yakışmayan hareketler var. Bu olayları aşmak için ülkemiz çok önemli adımlar attı ve şimdi de olumlu mahsullerini alıyoruz. Başörtülü gençlerimizden büyük övgü dolu başarılar duyuyoruz. 1960-1965 in kafa yapısı ile 2020 -2030 un hayallerine ulaşılamaz ulaşılsa bile bu pek sağlıklı olmaz. Ötekileştirme mücadelesinde olanlar sürekli ilk rauntta duş olmakta, çamura yatmakta. Sırtlarını sağlam bir duvara yaslandığını sanıp çirkinliklerini sergileyenler sırtlarını yasladığı duvarların tek tek yıkıldığını görüyoruz. Tüm çirkinliklerini sergileyip kafalarını kuma saklayanlar meydanlarda göz önünde olduğunu hala kavrayamamakta. Bu çirkin görüntüleri sergileyenler mutlaka birilerinin beslemesi. Düzene yönetime karşı yosunlaşmış bir zihniyetin çomakçı takımı. Böyle bilinçli olduğunu düşündüğümüz gençlerin artık zihniyetleri dağ kadrolarından şehir eşkıyalarından farklı olmalı. Fikirlerinde daha serbest, başkalarının maşası olmak yerine artık bir şeyleri kavramalı.
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz! Artık Kampüslerde üniversite koridorlarında EŞKİYALIK Devri bitti. Üst yönetim ve hukuki işlemlerle bu Eşkıyaların Vandalların tek tek ortaya çıkacak. O akrepler yine kendilerini zehirleyecek. Övgü beklenen gençler onca yergilerle yaptıkları ile kendilerini lekeleyecek kandilli bir bölücü ile aynı kategoriye konulmanın utancını yaşayacak.
Birçok yazımda vurguladığım gibi bizle nasıl ki önceki kuşakların yanlışlarıyla utanç duyuyorsak sonraki kuşaklarda onlardan utanç duyacak.
Gayemiz övgüye layık insanlar olmalı. Sürekli kötü insan olarak anılmamalı. FİRAVUN KÖTÜLÜKDEKİ MÜCADELESİYLE KÖTÜLERİN SİMGESİ MODELİ OLDU.
TEK GAYEMİZ HZ. EBUBEKİR GİBİ BİR MODEL OLMAK OLSUN.
HER DEVİRDE ÖVGÜYLE ANILAN HER ÇAĞIN SİMGESİ OLMAK.