DİYANET, TÜRKİYENİN MANEVİ KİMLİĞİDİR

Diyanet-Sen 1 ve 2 Nolu Şube başkanları İlkadım Yalı Cafe’de Ortaklaşa yaptıkları Basın Açıklamasında, Son Günlerde Özellikle bazı medya Kuruluşlarında; Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr Mehmet Görmez hakkında yapılan saldırılara ilişkin açıklamalarda bulundular.
Yapılan açıklamada “Son zamanlarda bazı medya kuruluşları tarafından Türkiye'de hedef tahtası olarak gösterilmeye çalışıp yıpratmak istenen diyanet işleri başkanına yapılan saldırıları kınıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye'nin manevi kimliğidir. Bu kimliğin temsilcisi olan makamın başı Diyanet İşleri Başkanımız sayın Prof. Dr Mehmet Görmez'dir. Bu güne kadar sayısız hizmetlere imza atmış olan Başkanlığımızı ve yönetim kadrosunu, art niyetli fikirlere, kirli düşüncelere teslim etmeyi düşünmüyoruz. Verilen hizmetlerin değerler boyutundan nasiplenmemiş olanlar, Başkanlık üzerinden suyu bulandırmaya çalışanlar, istediklerini elde edemeyecektir. Çünkü diyanet suyu bulandırmaya çalışanlar gibi ucu bucu ayrımıyla bidat ve hurafelere sığınmayan Kur'an ve Sünnet ekseninde bu milleti birleştirmeye ve bütünleştirme ye çalışan Türkiye'mizin en Güzide kurumudur. Bazı medya organları üzerinden kirli projelerin hayata geçirildiğini, bu organlardan farkı olmayan kirli beyinlerin ise başkanlığa sahip çıkılmıyor minvalindeki söylemlerle, bastırılmış, hazmedememiş durumları dışa vuruyorlar.”
“Dün herkes susarken "Diyanetime Dokunma- Diyanetim Sensin" diyen nasıl bizsek, bu gün de aynı hissiyatla, aynı iştiyakla gelebilecek bütün saldırılara siper olmasını biliriz Bu davanın sahibi bizleriz, bu davanın acısını kahrını sırtlanan yine bizler olacağız. Diyanet-Sen olarak; Başkanlığımızı itibarsızlaştırmak isteyen bütün eylem ve söylemlere karşı eylem ve miting hakkımızı saklı tuttuğumuz bilinmelidir. 82 Bin üyesi ile mensubu bulunduğumuz Diyanet İşleri Başkanlığımıza yapılanı kendimize yapılmış addederek, edep yoksunu hallerden bir an evvel vazgeçilmesi noktasında uyarılarımızı yapıyoruz.”
“Yanlış algı üzerine inşa edilmiş, kurgulanmış bu senaryonun yönetmenleri, fikir babaları şunu çok iyi bilmeliler ki; manevi kimliğin kahramanları olan bu Necip milletin evlatları, ezanın dinmemesi için 15 Temmuz'da nasıl bir mücadele verdiyse, 15 Temmuz'dan sonra yapılan bütün saldırılar karşısında da mücadelesini bütün saldırılara karşı verecektir. Bu millet Din üzerinden şirketleşen Holdingleşenlere karşı daha duyarlı olacak Kur'an ve Sünnet edrafında Diyanet'in eksenin de safları daha da sıklaştıracaktır. “
“Unutulmamalı ki 15 Temmuz'da asker kılığına girenler bu ülkeye nasıl kastetmişlerse, 15 Temmuz'dan sonra vatansever kılığına girenlerin yaptığı bu tür saldırılar darbe severlerden farklı değildir” dediler.