Üniversiteler bir ülkenin en gelişmiş araştırma, eğitim ve bilim kurumları olarak bilinirler.
08 Ocak 2015 - 17:48
Gençlik Kolları Samsun İl Başkanı Burak Bulgurcuoğlu yaptığı basın açıklamasında;
Üniversiteler bir ülkenin en gelişmiş araştırma, eğitim ve bilim kurumları olarak bilinirler. Üniversiteler aydınlık geleceği modern toplumlara yansıtmaktadırlar bu dünyanın her yerinde böyledir. Siyasette olduğu gibi üniversitelere de dini karıştırmak son derece vahim bir durumdur. Dinin yüceliği ve kutsallığı bozulmamalıdır. “Külliye” diye tabir ettiğimiz kelime Türk Dil Kurumu’nda “Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, hastane vb. yapıların bütünü” olarak tanımlanmaktadır. Üniversite “kampüs”ünün “külliye” olarak adlandırılması ve değiştirilmesi üniversitelerin yapısına tamamen aykırıdır.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tanım, tanımlama ve kurumların frekans ayarlarını değiştirme harcadığı zamanı 790 bin işsiz üniversiteliye iş sahası açmaya harcamalıdır. Artık Türkiye’de üniversite mezunları dahi iş bulamaz, bulsa dahi uzman olduğu dalda iş yapamaz hale gelmiştir. Ama Sayın Cumhurbaşkanı ve hükümet bu tür sorunlara çare bulacağına son derece basit politikalarla uğraşmayı ve her fırsatta Cumhuriyet Halk Partisine saldırmayı tercih etmişlerdir. Şu da bir gerçektir ki “külliye” kelimesinin Türkçe’yi korumak olduğunu savunan Sayın Cumhurbaşkanı bu kelimenin Arapçadan türediğini herhalde bilmemektedir. Kampüs kelimesi de Fransızca’dan türemiştir. Zaten Türk Dil Kurumu “kampüs” uygulamasının yanlış olduğunu belirtmiş, “yerleşke” kelimesinin daha uygun olacağını açıklamıştır. Çoğu üniversite de yerleşke tanımını kullanmaktadır.
Külliye kelimesine karşı çıkmamız, kişilerin din ve vicdan özgürlüklerini yok saymak demek değildir. Tam aksine din ve vicdan özgürlüğü de dâhil olmak üzere herkesin insan hak ve özgürlüklerine saygı göstererek bunları savunmak, gerçekleşmesi için gayret göstermek, fakat aynı zamanda da devletin laik niteliğini ortadan kaldıracak girişimleri engellemeye bilimin özerkliğine ve dinin kutsallığına saygı duymamızdandır.
Üniversiteler bir ülkenin en gelişmiş araştırma, eğitim ve bilim kurumları olarak bilinirler. Üniversiteler aydınlık geleceği modern toplumlara yansıtmaktadırlar bu dünyanın her yerinde böyledir. Siyasette olduğu gibi üniversitelere de dini karıştırmak son derece vahim bir durumdur. Dinin yüceliği ve kutsallığı bozulmamalıdır. “Külliye” diye tabir ettiğimiz kelime Türk Dil Kurumu’nda “Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, hastane vb. yapıların bütünü” olarak tanımlanmaktadır. Üniversite “kampüs”ünün “külliye” olarak adlandırılması ve değiştirilmesi üniversitelerin yapısına tamamen aykırıdır.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tanım, tanımlama ve kurumların frekans ayarlarını değiştirme harcadığı zamanı 790 bin işsiz üniversiteliye iş sahası açmaya harcamalıdır. Artık Türkiye’de üniversite mezunları dahi iş bulamaz, bulsa dahi uzman olduğu dalda iş yapamaz hale gelmiştir. Ama Sayın Cumhurbaşkanı ve hükümet bu tür sorunlara çare bulacağına son derece basit politikalarla uğraşmayı ve her fırsatta Cumhuriyet Halk Partisine saldırmayı tercih etmişlerdir. Şu da bir gerçektir ki “külliye” kelimesinin Türkçe’yi korumak olduğunu savunan Sayın Cumhurbaşkanı bu kelimenin Arapçadan türediğini herhalde bilmemektedir. Kampüs kelimesi de Fransızca’dan türemiştir. Zaten Türk Dil Kurumu “kampüs” uygulamasının yanlış olduğunu belirtmiş, “yerleşke” kelimesinin daha uygun olacağını açıklamıştır. Çoğu üniversite de yerleşke tanımını kullanmaktadır.
Külliye kelimesine karşı çıkmamız, kişilerin din ve vicdan özgürlüklerini yok saymak demek değildir. Tam aksine din ve vicdan özgürlüğü de dâhil olmak üzere herkesin insan hak ve özgürlüklerine saygı göstererek bunları savunmak, gerçekleşmesi için gayret göstermek, fakat aynı zamanda da devletin laik niteliğini ortadan kaldıracak girişimleri engellemeye bilimin özerkliğine ve dinin kutsallığına saygı duymamızdandır.
FACEBOOK YORUMLAR