Vatandaşın Zamanından Çalıyorsunuz!
Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, hükümetin yasama süreçlerini işlevsiz hale getirdiğini ve bazı kurumlara verilen geniş yetkilerin keyfi uygulamalara sebep olduğunu söyledi. Torba yasa uygulamalarını sert bir dille eleştiren Karaman, bu yöntemin hukuki istikrarı zedelediğini vurguladı.
21 Şubat 2025 - 16:30
Torba yasada dört farklı kanunun düzenlendiğini ve yürürlük ve yürütme maddesi hariç dokuz maddenin sekizinin Anayasa Mahkemesinin iptalinden ötürü yeniden meclise geldiğini belirten Karaman, ‘‘Tabiri caizse Mahkeme bacadan kovsa siz genel kurulda karşımıza çıkarıyorsunuz. Meclisi fuzuli yoruyor ve vatandaşın zamanından çalıyorsunuz’’ dedi.
Kaybeden vatandaş oluyor
Milletvekillerinin Genel Kurul’a gelen kanun maddelerini okumadıklarını iddia eden Karaman, ‘‘Ben iddia ediyorum ki imzası olan 134 vekilden şu kanunu okuyanı ya dörttür ya yoktur. Soruyorum size; nerede o zaman sizin vekilliğiniz? Nedir sizin göreviniz? Bizim hazırlayıp uğraştığımız ve vatandaşın yararına olan kanunları zaten doğrudan reddediyorsunuz bari kendi kanununuza emek verin, çalışın. Bize de kendinize de mani oldukça, kaybeden vatandaşımız oluyor. Gerçi Genel Kurula bile gelmeyen bir yapıdan ne beklenilebilir ki? O yüzden rahmetli Erbakan Hocamızın sözünün çok kıymetli olduğunu anlıyorum: Şuur, Şuur, Şuur’’ ifadelerini kullandı.
Geniş yetkiler keyfi uygulamalara zemin hazırlıyor
Kurumların geniş ve sınırsız yetkilerle donatılmasının keyfi uygulamalara sebep olduğunu ve bu uygulamalar sebebiyle ekonomide belirsizliklerin yaşandığına dikkat çeken Karaman, ‘‘Hukukun temel ilkelerinden biri yetkinin açık, sınırları belirli ve denetlenebilir olmasıdır. Ancak son yıllarda çıkarılan birçok düzenleme ile kamu kurumları ve bazı özel kuruluşlara geniş ve belirsiz yetkiler tanınmaktadır. Ayrıca kaynaklar ise aynı belirsizlikle sarf edilmektedir. Ne yazık ki bu kanun teklifinde de gördüğümüz gibi, bazı kurumlara kanunlarla öylesine geniş yetkiler verilmektedir ki bu yetkiler, denetimden uzak bir şekilde kullanılabilmekte ve keyfi uygulamalara zemin hazırlamaktadır. Örneğin, ekonomi yönetiminde belirli kurumların geniş takdir yetkisiyle hareket etmesi, piyasalarda belirsizliği artırmaktadır. Aynı şekilde, idari makamların karar alma süreçlerinde hesap verebilirliğin zayıflaması, demokratik denetim mekanizmalarını işlevsiz hale getirmektedir’’şeklinde konuştu.
Bu sistem yürümüyor
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki denge ve denetim mekanizmalarını zayıflattığını, karar alma süreçlerinde tek merkezli bir yönetim anlayışını hâkim kıldığını savunan Karaman, şunları kaydetti; ‘‘Bugün, ülkemizde yürütme yetkisi tek bir kişiye verilmiş durumda. Parlamenter sistemde olduğu gibi hükümetin denetlenilebilirliği ortadan kalktı, Meclis’in yasama fonksiyonları ciddi ölçüde zayıfladı. Nitekim bunu hepiniz yaşıyorsunuz. Sadece Meclis değil, Anayasa Mahkemesi bile baskılanıyor. Yürütme yönlendiriyor sonra mahkeme daha önce iptal ettiği bir mevzuatı, kılık değiştirmiş halde karşısında tekrar buluyor. Bu hukuk devleti ilkesine aykırıdır, bu yoldan dönünüz.’’
Kaybeden vatandaş oluyor
Milletvekillerinin Genel Kurul’a gelen kanun maddelerini okumadıklarını iddia eden Karaman, ‘‘Ben iddia ediyorum ki imzası olan 134 vekilden şu kanunu okuyanı ya dörttür ya yoktur. Soruyorum size; nerede o zaman sizin vekilliğiniz? Nedir sizin göreviniz? Bizim hazırlayıp uğraştığımız ve vatandaşın yararına olan kanunları zaten doğrudan reddediyorsunuz bari kendi kanununuza emek verin, çalışın. Bize de kendinize de mani oldukça, kaybeden vatandaşımız oluyor. Gerçi Genel Kurula bile gelmeyen bir yapıdan ne beklenilebilir ki? O yüzden rahmetli Erbakan Hocamızın sözünün çok kıymetli olduğunu anlıyorum: Şuur, Şuur, Şuur’’ ifadelerini kullandı.
Geniş yetkiler keyfi uygulamalara zemin hazırlıyor
Kurumların geniş ve sınırsız yetkilerle donatılmasının keyfi uygulamalara sebep olduğunu ve bu uygulamalar sebebiyle ekonomide belirsizliklerin yaşandığına dikkat çeken Karaman, ‘‘Hukukun temel ilkelerinden biri yetkinin açık, sınırları belirli ve denetlenebilir olmasıdır. Ancak son yıllarda çıkarılan birçok düzenleme ile kamu kurumları ve bazı özel kuruluşlara geniş ve belirsiz yetkiler tanınmaktadır. Ayrıca kaynaklar ise aynı belirsizlikle sarf edilmektedir. Ne yazık ki bu kanun teklifinde de gördüğümüz gibi, bazı kurumlara kanunlarla öylesine geniş yetkiler verilmektedir ki bu yetkiler, denetimden uzak bir şekilde kullanılabilmekte ve keyfi uygulamalara zemin hazırlamaktadır. Örneğin, ekonomi yönetiminde belirli kurumların geniş takdir yetkisiyle hareket etmesi, piyasalarda belirsizliği artırmaktadır. Aynı şekilde, idari makamların karar alma süreçlerinde hesap verebilirliğin zayıflaması, demokratik denetim mekanizmalarını işlevsiz hale getirmektedir’’şeklinde konuştu.
Bu sistem yürümüyor
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki denge ve denetim mekanizmalarını zayıflattığını, karar alma süreçlerinde tek merkezli bir yönetim anlayışını hâkim kıldığını savunan Karaman, şunları kaydetti; ‘‘Bugün, ülkemizde yürütme yetkisi tek bir kişiye verilmiş durumda. Parlamenter sistemde olduğu gibi hükümetin denetlenilebilirliği ortadan kalktı, Meclis’in yasama fonksiyonları ciddi ölçüde zayıfladı. Nitekim bunu hepiniz yaşıyorsunuz. Sadece Meclis değil, Anayasa Mahkemesi bile baskılanıyor. Yürütme yönlendiriyor sonra mahkeme daha önce iptal ettiği bir mevzuatı, kılık değiştirmiş halde karşısında tekrar buluyor. Bu hukuk devleti ilkesine aykırıdır, bu yoldan dönünüz.’’
FACEBOOK YORUMLAR