VEKİLLERİN VİCDANLARIYLA İMTİHANI!

VEKİLLERİN VİCDANLARIYLA İMTİHANI!

“Oldu da bitti maşallah” türünden Yüce Divan ve Anayasa Mahkemesi’nin yargılama yetkisinden kaçırılmak istenen 4 Bakanın durumu, bence AKP’nin hanesine olumsuz not düşülmesine neden olmuştur.
Geride bırakılan iki seçimde alınan oylar bu Bakanlar hakkındaki kirliliği temizlemiş olabilir mi?. Olsa idi, hala her cenahta kıyametler koparılır mıydı?!.

İKTİDAR VEKİLLERİ ve VİCDAN

Şimdi önümüzde yeni bir süreç var. Soruşturma komisyonu kararı ne olursa olsun, AKP’li 4 eski bakanın görevleriyle ilgili suçlamalardan dolayı Yüce Divan’a gönderilmesinin asıl kararını, genel kurul verecektir. Oylama gizli yapılacaktır ve 276 oyun bulunması gerekmektedir. Başbakanın tavırları, iktidar milletvekillerinin Vicdanları, insafları, özel sohbetlerde söylenenlere bakılacak olursa TBMM’den sanki Yüce Divan kararı çıkacakmış gibi görülüyor.
Olur, mu dersiniz?

İRADELERİ VAR MI?

Cemil Çiçek’ten Bülent Arınç’a varıncaya kadar, kamuoyu önünde açık ve net şekilde bu bakanların Yüce Divan’a gitmeleri gerektiğini söyleyen AKP milletvekilleri sözlerinde dursalar, karar kesinlikle sevk yönünde çıkar. Ancak, daha önceki örneklerinden çok iyi biliyoruz ki, AKP milletvekilleri kendi iradeleriyle karar vermek gibi bir hakka ve yetkiye hiçbir zaman sahip olamamışlardır.
Daha önceki Anayasa değişikliği oylamalarında kendi vicdanları ile oy kullanma ihtimali olan milletvekilleri üzerinde nasıl bir baskı oluşturulduğunu ve oy verme kabininde dahi takip edildiklerini ibretle izlemiştik.
İşte şimdi bu zincirlerinden kurtulmak için önlerine bir fırsat çıkmıştır.
70 kadar AK Partili milletvekili “3 dönem kuralı” nedeniyle bir daha milletvekili olamayacaklar.
Yani korkacakları, çekinecekleri bir durumları yok.
Bir cesaret gösterip adlarını tarihe yazdırabilirler mi dersiniz?

HADİ KESİN KOLLARINI

Başbakanın, “Yolsuzluğa bulaşan kardeşimiz de olsa kolunu keseriz” sözünün ve ismi geçen bakanlara yaptığı, “Yüce Divan’a gitmeyi kendiniz isteyin” sözleri havada mı kalacaktır?
Yüce Divan’a sevk kararı vermek hem parti için, hem de bakanlar için çıkış kapısı olduğu kadar, tartışmaların azalmasının da yoludur. AKP seçim meydanlarında yolsuzluk ve rüşvet iddialarının üzerini örtmek gibi, hiçbir değere uymayan bir kararı savunmak zorunda kalacaktır ki, bu durumun oylara yansımayacağının garantisi de yoktur.

HAZİN BİR DURUM

O nedenle iyi düşünüp taşınılması gereken bir sürece doğru gidiyoruz.
Saklamak, inkar etmek, oldu-bitti oluşturmak, “millet bize oy verdi” masalları anlatmak ve bu konuya dini de karıştırarak istismar etmek işe yaramaz.
Bu 4 bakanın durumu çok hazindir. Bir defa üzerlerinde büyük bir leke vardır. Bunun temizlenmesi fırsatı yüce divanda yargılanmakla olabilirdi.
Eğer bu gerçekleşmezse bu 4 bakan bu kara leke ile yaşamak zorunda kalacaklardır. Bu durum kendileri açısından da iyi bir durum değildir.