YA SARRAF KONUŞURSA?...

Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Tufan Akcagöz, ABD'de geçen hafta haklarında dava açılan ve sonrasında tutuklama kararı verilen eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan ve Abdullah Happani ile ilgili konuştu. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün, Zafer Çağlayan'ı savunma moduna geçmesinin, bağımsız yargıyı etki altına almaya yönelik bir açıklama olduğunu dile getiren Akcagöz, "Sayın Genel Başkan da ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti'nde Bakanlık yapan biri hakkında ABD, yargılama yapıyor ve üstelik hakkında tutuklama kararı da var. İçler acısı bir tablo. Biz, beraat ettirdik, ABD işin peşini bırakmıyor. Sayın Bakan'ın, derhal savunma durumuna geçmesini endişeyle karşılıyoruz. Zafer Çağlayan, ABD'nin İran'a uyguladığı ambargoyu delmek için kurulan şebekenin elemanı olarak yargılanıyor. Bu, uluslararası bir suç ve Türkiye'de Bakanlık yapmış birinin böyle bir şebeke ile adının anılması, tarihimiz açısından kara bir lekedir" dedi.
Hazırlanan iddianamede eski Bakan Zafer Çağlayan'ın, ambargoyu delme planı dairesinde nakit ve mücevher olarak on milyonlarca dolarlık rüşvet aldığının belirtildiğini söyleyen Tufan Akcagöz, "Sayın Adalet Bakanı, konuyu FETÖ'ye bağlıyor ve bunların tümünün uydurma olduğunu söylüyor. Oysaki Zafer Çağlayan bile 700 bin dolarlık saat olayını zımnen de olsa kabul etmişti. Ya Sarraf, gerçekleri tüm çıplaklığı ile gözler önüne sererse ne olacak? Ya Sarraf, tüm iddiaları kabul eder ve işini her kim kolaylaştırdıysa, ifşa etme yolunu seçerse? Normal şartlar altında bu iddialar, Türkiye'de de soruşturulmalıdır. Ancak Adalet Bakanı, yapmış olduğu açıklamalarla bunun önünü kesmektedir. Türkiye olarak uluslararası bir şebekenin kirli işleriyle anılmış olmak, bize zarar veriyor. Bilhassa, AKP'ye oy veren herkes, yaşanan tüm bu olayları enine boyuna sorgulamalıdır" diye konuştu.