İBB başkanı olarak eşinin memleketi Siirt’e yaptığı ziyarette okuduğu şiir ile halkı kin ve nefrete sevk ettiği gerekçesiyle hakkında dava açılan Recep Tayyip Erdoğan yapılan yargılama sonucunda mahkûm olmuş cezası Yargıtay’ca onanmasının ardından Vali Erol Çakır kendisini görevden almış Saraçhane’deki Büyükşehir belediyesinin balkonundan partililerine seslenirken yanında Av. Şeref malkoç ve Av. Hayati Yazıcı vardı.
Benim zindanlarımı aydınlık yapmak istiyorsanız Ali Müfit Gürtuna kardeşime destek istiyorum demişti.
İBB başkanlığına seçilen Gürtuna Başta Genel müdürler Binali Yıldırım ve Hilmi Güner olmak üzere tüm daire başkanlarını görevden almış bu kadro Büyükşehir’i batırdı demişti.
Başta AKBİL yolsuzluğu olmak üzere bir sürü yolsuzluk olaylarında adı geçenler AKP iktidarında ya bakan ya genel müdür, olmazsa milletvekili yaptı.
Gücü eline geçiren Erdoğan başbakanlığı kapatarak Cumhurbaşkanı seçilince 150 dönümlük Çankaya Köşkü’nü de kapatarak beş tepeye muhteşem saray yaptı.
Başkanlık sistemini oluşturarak atanmışlardan oluşan YİK gibi bir sürü kurul kurdu.
Orada gölge bakanlıklar oluşturdu.
Memur bakanlarla istediğini baş tacı yaptı.
Kendisine rakip olanları ise cezaevine tıktı.
Hukukta tutuklama tedbir olarak kaçması şüpheli olanlar için kullanılır.
Bir belediye başkanı nereye kaçabilir?
Kapısına 3 otobüs polisle gün açarken dayanmak demokraside değil oligarşide vardır.
Seçilmiş ve atanmış bir şahıs ile ilgili bir suç var ise Cumhuriyet Savcısı soruşturma başlatır gerekirse İller İdaresi Kanunu gereği Vali açığa alır mahkemeye gönderir.
Ceza alırsa Yargıtay’a gönderir onanır ceza alırsa tutuklanır.
12 Eylül şartlarında bile idam cezası alan şahısların dosyalarını Yargıtay bozmuştur.
Askerler oraya baskı kuramamışlar.
TBMM’yi kapatmış anayasayı askıya almış ancak Adalet mülkün temelidir demişlerdir!
FACEBOOK YORUMLAR