İnsanlar zaman zaman kendi ellerindeki serveti görmez ve daha iyisini, daha güzelini, daha bolunu elde etmeye kalkar.
Felaketi adeta çağırır!...
Daha güzele, iyiye giderken yol arkadaşını da kendine göre seçmediyse, olanlar olur... Elindekini de kaybedebilir...
Hele yol arkadaşın bir de asaleten kalleşse sana ölümlerin en kötüsünü hazırlar!...
Bu Söylenenlere Herhalde Kimsenin İtirazı Olamaz?...
Gelelim asıl saadete…
Rusya’dan medet umarak birlikte yola girdik.
Asaleti başkalarını kandırmaya, elindeki serveti kalleşçe almaya alışık olduğundan, verdiği sözleri tutmamaya alışık olan karakter yapısıyla her zamanki yaptıklarını tekrarlayarak yol arkadaşını yolda bırakmıştır.
Amacı İdlib’in tamamından Türk Askerini çıkarıp Suriye’ye teslim etmektir.
Arka planda Amerika piciyle de anlaşarak Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devleti kurmak, sonra da onları daha rahat kullanabilmek, Türkiye üzerindeki planlarını daha kolay gerçekleştirebilmek.
Son yaptığı kalleşçe davranışla, Türk Askerlerini Öldürtürmüş, Suriye askerlerinin iştahını kabartırmış, cesaretlendirmiştir.
Ama; daha korkunç planı da kendi amansız silahları sayesinde Hatayı İdlib’le Beraber Türkiye’den Koparıp Suriye' teslim etmek olabilir.
Türk Milleti uyanık ve çok dikkatli olmalı, adımlarını ona göre atmalıdır.
"Aslanı Kediye Boğdurur" atasözüne gerekli değeri vermeliyiz.
Politikacılarımız ağızlarından çıkacak cümleleri 7 defa ölçtükten sonra çıkarmalıdır.
Yani çok ölçülü olmalıyız.
Kendi İç Dinamiğimize Göre Hareket Etmeliyiz…
Bu bir kuraldır.
SONUÇ: TOSYAYA PİRİNCE GİDERKEN, EVDEKİ BULGURDAN OLMAYALIM.
Hatayı da kaybedebiliriz!...
Bize bu kalleşliği de Rusya severek yapar.
Bu işte hiç "Ama, fakat" aranmamalıdır…
Diye düşünüyorum?...
FACEBOOK YORUMLAR