Yemeğini yiyecek ve çayını içecek…

MHP ve Dr. Bahçeli

Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in ani vefatının ardından olaylı bir Kongre ile MHP Genel Başkanlığına seçilen…
1999 yerel ve genel seçimlerde merkez sağın en büyük partisi olan, ancak kendisine sunulan Başbakanlığı elinin tersiyle iten…
Cumhurbaşkanlığı’na sıra gelince konjektör buna uygun değil diyerek görevden kaçan…
TBMM’de adam bulamayınca verdiği tüm kararları tartışılan Anayasa Mahkemesi Başkan’ı Ahmet Necdet Sezer’i Cumhurbaşkanlığına aday gösterip seçilmesini sağlayan…
Başbakan Bülent Ecevit’in kafasına Anayasa kitapçığını fırlattığında engel olamayan…
Ekonomi dibe vurunca sessizliğini koruyan, yanlış politikaları ile 2002 Genel seçimlerinde MHP’yi baraj altında bırakan…
2007 Genel Seçimlerinde TBMM’ne girip Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayan…
Size bir HAYIR yeter diyerek kampanya dahi yapmayan…
2010 referandumu öncesi Fetö’ne bu ülkeyi kötü emellerine alet etme deyince farklı ülkücüler adı altında bir ekip tarafından kurmay kadrosu rezil edilince sahip çıkamayan…
Buna rağmen 2011 Genel seçimlerinde barajı kıl payı aşan MHP, 29 Mart 2014 yerel seçimlerinde Adana, Mersin, Manisa gibi 3 büyük şehir, 113 ilçe 224 ilçe ve belde belediyesini kazanarak  %16’yı yakalayarak, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde 80 milletvekili çıkaran Dr. Devlet Bahçeli’nin bir kez daha biz iktidar olmak istemiyoruz deyip TBMM Başkanlığını altın tepsi ile Ak Parti ye sunan…
Hemen seçim yarın seçim diyen iktidara destek olan bir de kim hükümet olacaksa buyursun deyince 1 Kasım Genel seçimlerinde 2 milyon oyun yer değiştirmesini sağlayan Dr. Bahçeli’ye aslında en güzel cevabı kendi seçmeni verdi…
80 Milletvekili 40 milletvekiline indiğinde asla koltuğu bırakmak istemeyince 543 aslan yürekli insan yasa gereği büyük Kongreyi toplamaya davet etti.
Merhum Başbakan Bülent Ecevit’in karşısında ceket düğmesi açmayan Dr. Bahçeli aynı saygıyı ülkücü camiaya göstermedi…
543 imzayı atinca Üst Kurul delegelerinin bağlı olduğu il teşkilatlarını tek tek görevden aldığı yetmedi 543 imzayı yok sayarken hukuka da saygı göstermedi…
Bir de mahkemenin atadığı çağrı heyetini yok saydı…
Genel Kurulun salonuna giden yolları polisler ve panzerlerle kestirterek bir de demokrasiyi yok saydı…
Tam bir hukuk karabetini yaşanırken Dr. Bahçeli Başkanlık seçimlerine giden yolda Recep Tayip Erdoğan’dan yana taraf olsa da teşkilatları ona prim vermedi…
Başta Trabzon MHP İl teşkilatı olmak üzere hiç kimse Ak Partiye destek vermedi…
1 Kasım Genel seçimlerinde aldığı oylarla yetindi…
18 yaşı yakalayıp oy kullanan seçmenden oy dahi alamadı…
Kısacası Dr. Bahçeli’nin peşinden giden olmadı ancak milyonlarca ülkücü MHP’yi bırakıp gitti…
Şimdi Trabzon’a geliyormuş galiba, yaptığı tahribatı yerinde görecekmiş!...
Belki de bugünkü yönetime siz 12 Eylül öncesi o çok zor günlerde nerede idiniz?...
Hangi partide idiniz diyecek…
Yemeğini yiyecek ve çayını içecek…
Ancak miting yapamayacak…
O büyük ve muhteşem kalabalıkları karşısında göremeyecek…
Tarih onu asla kesinlikle affetmeyecek!...